İlkeli Gazetecilik Doğru Haber Uyanış
Yusuf Yıldırım
90’lı yıllar özellikle tiraj bakımından gazeteciliğin zirvede olduğu yıllardı. Birkaç gazete abonelik, kupon biriktirtme vb yöntemlerle günlük satışını bir milyonun üzerine çıkarıp iki milyona yaklaştırmıştı. Bir de bir görüş, bir kesim ya da iktidar yandaşlığı zirvesi vardı. Nitekim bu yandaşlıklar, karşı tarafla gazeteler üzerinden savaş yapmaktan başka bir şey değildi. Haber kisvesi altında ya da köşe yazarları aracılığıyla bir düşünce savunuluyormuşçasına iftiralar, linçler, çamur atmalar ile yazılı mücadeleler yapılıyor halkın bir tarafta kamplaşması sağlanmaya çalışılıyordu. Düzey o kadar düşmüş o kadar yerlerdeydi ki, karşı tarafı karalamak adına durum hakaretlere hatta tu kakalara kadar vardırılıyordu.
Günümüzde durum değişti mi? Değişen, değişmeyen nedir?
Kitle iletişim araçları değişse de gazetecilik temelde aynı
kaldı. Basılı gazetecilik son soluklanma evresinde iken yeni medya, varlığıyla,
işleviyle ve etkisiyle tüm kulvarlara çökmüş durumda. Ayrıca X, Facebook,
İnstagram gibi sosyal medya sayfaları, kullanıcı hesapları ve gruplar
aracılığıyla bir haber sağlayıcıya; onların görsel ve yazılı içerikleri de birer
haber kaynağına dönüştü. Unutulmamalıdır ki, yapay zeka ve benzeri
teknolojilerin insan unsurunu ve insan faktörünü devreden çıkaracağı ilk sektör
de basın ya da medya olacaktır.
Değişmeyen iki şeyden biri tabi ki, ilkeli gazetecilik ve
doğru habercilik iken maalesef karşılıklı çıkarlar ve çıkar hesapları
doğrultusunda kişi ve kurumlarla iç içe girmiş yozlaşmış gazetecilik varlığını
çoğalarak sürdürmektedir. Durum öyle vahim ki, gazeteciliği bir araç, parasal
gücü bir avantaj olarak kullanarak çarpıtılmış, manipüle edilmiş metinleri
haber adı altında iftira yollu sunarak durumları değiştirmek; kişileri,
kurumları itibarsızlaştırmak, baskı altına almak, linç etmek bir moda oldu
diyeceğim de yetmez, öğrenilmiş, öğretilmiş, alışılmış, alıştırılmış ve
normalleştirilmiş bir yol yöntem oldu.
Bu noktada her zamankinden daha fazla ilkeli gazeteciliğe ve
doğru haberciliğe gereksinim var. Halkın doğru haber alma hakkı, kültürün,
toplumun ve bireylerin sorunlarının doğru biçimde kamuoyuna yansıtılması
bakımından gazeteciliğin önem ve işlevi inkâr edilemezdir.
Karaman’da Uyanış gazetesi, kurulduğu 29 Ağustos 1968
yılından bu yana çizgisinden hiç sapmadan hem kendine güvenilir bir yol açtı
hem de okuyucusuna güven verdi. Uyanış’ın elde ettiği bu saygınlık ve önemin
temelinde tabi ki, evrensel gazeteciliğin ilkeleri söz konusudur. O ilkeler ise
insani olan her şeydir aslında. Haberi, kaynağından doğru alma ve yayma, halk
için, toplum için tarafsız ve şeffaf haber yapma, bir sorunu, bir olumsuzluğu
olduğu kadar bir güzelliği, iyiliği de gösterme ve yayma amacı;
Uyanış gazetesini sadece Karaman’da değil Türkiye’de de saygın konuma
yükseltmiştir.
Uyanış’ın koruduğu ve yürüttüğü çizgide tabi ki, Ahmet
Küçükcicibıyık’ın yeri de yadsınamaz. Daha dün gibi ama 1985’ten bu yana Uyanış
ve Ahmet Küçükcicibıyık kader yolculuğunu birlikte sürdürüyor. Ahmet Bey, 40
yıldır tek bir savaş verdi! O da ilkeli gazetecilik ve doğru nesnel habercilik
anlayışı ile halka, topluma ayna olabilmek. Evet bu hem bir görev hem bir
savaş. Görev çünkü, gazeteciliğin gereği insanlık gibi güvenilirliktir, dürüstlüktür
ve de saygınlıktır. Savaş diyorum çünkü yozlaşmışlık hiç olmadığı kadar
ortalıkta cirit atıyor.
Ahmet Bey’in bir savaşımı da basılı gazetecilik ile internet
medyacılığı üzerinden hala devam ediyor. Bu, kucakta biri eş biri evlat iki
sevgili tutmak gibidir. Bir yanda yılların basılı gazeteciliği, diğer yanda çığ
gibi her yeri basan internet ve sosyal medya haberciliği. Uyanış gazetesi her
iki ortamda da üstünlükler sağladı. Yani nereye kadar gider bilinmez, Uyanış’ın
basılı gazeteciliği kendi yolunda ilerlerken internet haberciliğinde de
Karaman’ın önemli haber sitelerinden biri durumundadır. Sadece Karaman’dan
değil Türkiye’den ve dünyadan www.karamandauyanis.com’un
günlük açılma sayısı standartların üzerinde.
Bundan sonrası ne olacak?
Tabi ki, kurumsallık. Kurumsallık Türkiye’nin sorunu, doğu
toplumlarının sorunu. Kurumların, kuruluşların kişilerle birlikte başlayıp
kişilerle birlikte son bulmaması için, mevcut düzeni koruyacak, işletecek,
yürütecek ve sürdürecek insan kaynağı da vizyonla birlikte yetiştirilmelidir,
hazırlanmalıdır. Görünen göre Uyanış, bu yandan bahtı açık. Haziran ayında
Yeşil Giresun gazetesi 100. yılını gördü. Zaman çok kısa aslında. Uyanış,
birinci elliyi devirdi, 70. ve 80. yıllarını da rahatlıkla göreceğiz. 100.
yılını gençlere emanet ediyoruz.
Birlikte nice yaşlara Uyanış!