03/09/2014

Bekir Sıtkı Erdoğan’a Vefa


Karaman’ın Cumhuriyet Döneminde yetiştirdiği en büyük şahsiyetlerinden Bekir Sıtkı Erdoğan,  24 Ağustos Pazar Günü saat 18:00 civarında hayata gözlerini yumdu.

Hancı ve Karagözlüm Efkârlanma Gayrı şiirleri ile ölümsüzleşirken Karaman’a Hasretliğim ile Karaman kimliğini vurgulamıştır. Birçok ünlünün tersine, cenazesinin memleketinde gömülmesini isteyerek Karamanlılığını perçinlemiştir.

Ölümü sonrası gazete ve internet sayfaları, Bekir Sıtkı Erdoğan’dan birkaç satır kopya bilgi geçtiler. Habertürk’te Murat Bardakçı, Milat Gazetesi’nde Doç. Dr. Süleyman Doğan, şair hakkında ayrıntılı yazılar yazdı.


Biz de birkaç özel hatırasını aktararak Bekir Sıtkı Erdoğan’ı yâd etmeyi istedik:


Bir gecede şiir yazılmaz!

Bekir Sıtkı Erdoğan, ismini yavaş yavaş duyurmaya başladığı yıllardır. Ahmet Talat Duru da 25'li yaşlarda heyecanlı ve şiire düşkündür. Bekir Sıtkı Erdoğan, Karaman’a geldiği dönemlerde konu hep şiirden açılır. Ahmet Talat Duru şiirlerinden birkaçını Bekir Sıtkı Erdoğan’a gösterir. Bekir Sıtkı Erdoğan, şiire bakar ve şöyle der:

-Bir gecede şiir yazılmaz. Ben bir şiirim için bir yıl uğraşıyorum. (Ahmet Talat Duru)




Bitmeyen kitap kapağı!

Bekir Sıtkı Erdoğan, şiir kitaplarını, kapağına varıncaya kadar kendi tasarlardı. Bekir Bey, “Hadi sizin şu şiirleri kitaplaştıralım” şeklinde gelen tekliflere karşıda “Daha kitabın kapağını bitirmedim.” derdi. Aradan biraz zaman geçer yine konu açılır, Bekir Bey de yine aynı cevabı verirdi. Bu konu yıllarca devam eder gider, Bekir Sıtkı Erdoğan’ın cevabı da hiç değişmezdi. (Kamil Uğurlu, 2012 yılı bir sohbet ortamı; Ahmet Karabay, 2014 İstanbul, emekli öğretmen)

 

İşte cevabınızı aldınız mı?


Yahya Kemal’in Ankara’ya gelmiş olduğunu duyduk. Bir arkadaşımla birlikte Ankara Palas’a gittik. Yahya Kemal’le görüşmek istediğimizi söyledik. Randevumuzun olup olmadığını sordular, yok deyince de bunun mümkün olmadığını belirttiler. Ben, asker olduğumu ifade ederek, bir daha gelmemin belki de mümkün olamayacağını söyledim ve rica ettim. Bunun üzerine gidip haber verdiler ve Yahya Kemal yanında birisiyle bulunduğumuz yere geldi, yanaklarımızı okşayarak bizden birer şiirimizi okumamızı istedi. “ilham Coşkusu” adlı şiirimi okudum. Çok hoşuna gitti. Yanındaki ‘Kemal’ adlı arkadaşına dönerek, “İşte cevabınızı aldınız mı?” diye sordu. Arkadaşı, “Evet üstadım, ama bunun manasını bu delikanlıya söylemeyelim mi?” dedi. Tabii biz bir şey anlayamadık. Sonra ‘Kemal Bey’, bize durumu açıkladı: “Yahya Kemal’e, mükemmel bir şekle getirmiş olduğu aruzu kendisinden sonra bırakabileceği, el vereceği kişiler olup olmadığını sormuştum fakat cevap vermemişti. Şimdi siz aruzla bu güzel şiirinizi okudunuz, tebrik ederim sizi.” dedi. 

O günkü tanışmamızda, bu ölmez şiiri, bu tekniği, bu ustalığı, edebiyatımızda bu malzemenin kullanılmasını bırakmayacağımızı da söylemiştim. O günler serbest nazmın alıp verdiği ve garipçilerin duman attırdığı günlerdi. Ve hatta Yahya Kemal’i tenkit eder gibi, ufak tefek yazılar da çıkıyordu. Yahya Kemal mahzundu. Bu görüşmemizden kısa bir süre sonra Aile dergisinde Yahya Kemal’in çok güzel bir rübaisi çıktı. Tabii kesin bir şey söylemiyorum ama bütün bunlardan sonra, bizim aruza karşı gösterdiğimiz kıpırtı ona bir heyecan
ve bir ilham verdi gibi geldi bana ve aruzun yaşayacağını o rübaide belirtti: “Eslâf kapıldıkça güzelden güzel / Fer vermiş o neşe’yle gazelden gazele / Sönmez seher-i haşre kadar şi’r-i kadîm/ Bir meş’aledir devredilir elden ele.” 
( Bekir Sıtkı Erdoğan, Mehmet Nuri Yardım Röportajı, 2 Eylül 2014)

 Yukarıda dediğimiz gibi ulusala mal olmuş olan Bekir Sıtkı Erdoğan etkinliklerle anılmaya başladı bile! Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 1 Eylül’deki bir etkinlik ile Bekir Sıtkı Erdoğan’ı andı. Ayrıca Erdoğan’ın ailesi isterse beş kitabını, Kayseri Büyükşehir Belediyesi basmaya hazır.

ESKADER (Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği), 4 Eylül 2014 Perşembe Günü,  Timaş Kitapkahve’de şair ve yazarlar ile Bekir Sıtkı Erdoğan etkinliği düzenleyecek.

Bekir Sıtkı Erdoğan’a ait çok az bilinen birkaç hatırayı burada aktarmak istedik. Mekânı cennet olsun.


Eserleri:

Şiir

  • Bir Yağmur Başladı (1949-1957)
  • Dostlar Başına (1965)
  • Kışlada Bahar (1970)
  • Binbirinci Gece (1975)

Şarkı
  • "Kara Gözlüm Efkarlanma Gül Gayri" (1963)
  • "Ve Ben Yalnız" (1968, Müzik: Selmi Andak)
  • "Hancı" (1977, Müzik: Gatson Rolland; Aranjman:  Paul Maurirat - Toccata)
  • "Hasret", (1970; Müzik; George Moustaki: Aranjman: George Moustaki-Le Meteque)

Ödüller
1973'te Cumhuriyet'in 50. Yılı Şiir Yarışmasını Ellinci Yıl Marşı ile kazandı. Marşı Necil Kazım Akses besteledi.

Yusuf YILDIRIM

3 Eylül 2014

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder