Ama korunabilirse!..
Geçenlerde Hollanda’dan gelen araştırmacı yazar Mehmet Tütüncü abi ile
oturup çay ile demlendik.
Kısa sürede birçok konuya temas ettik…
Sohbet esnasında çok önemli, hassas ve ciddi bir konu; problemleri ile
beraber ortaya çıktı!
Evliya Çelebi’nin Türkiye’deki tek el yazısı!
-Mehmet abi, Evliya Çelebi’nin Karaman’daki el yazısını biliyorsun. Bu
yazıyı 1965 yılında İbrahim Hakkı Konyalı tespit etmiş. Evliya Çelebi’nin
doğumunun 400. yılı olan 2011 yılında; önce sen sonra ben bu notu yayımladık.
-Evet. Evliya Çelebi, Anadolu’nun tamamını, Avrupa’nın bir bölümünü,
Kafkasya, Azerbaycan, İran, Ortadoğu, Mısır hattındaki bölgeleri gezmiş.
-10 ciltlik eseri artık birincil kaynak durumunda. Özellikle şehirlerin
sivil hayatı ile kültürel özelliklerine dair notları, bulunmaz Hint kumaşı
değerinde.
- Şu sıralar Tunus ve Cezayir çalışıyorum. Malzeme az. Keşke Evliya
Çelebi, Mısır’ı geçip Fas’a kadar olan yerleri de gezse idi.
-Evliya Çelebi’nin gelenekselleştirdiği kendine has bir alışkanlığı
varmış. Gittiği her şehre mutlaka bir not bırakırmış. Sen de bu notlardan
literatüre girmeyenleri 2011 yılında bir makale ile yayımlamıştın.
-Bu şekilde 30 kadar notu tespit edildi. Birkaç örneğini paylaşayım!
Edirne,
Osman Baba Tekkesindeki notu:
Merhum Melek Ahmed Paşalı seyyâh-ı âlem
Evliyâ rûhıyçün Allah rızâsına fâtiha
Sene 1081
Medine-i
Münevvera:
Mescid-i Nebevi
Seyyâh-ı âlem Evliyâ rûhıyçün el-fâtiha
Şefâ’at yâ Muhammed Evliyâ’ya sene 1082
- Karaman’a H 1082 M 1671 yılında gelmiş. Şehirde üç gün kalmış. Kale/Pir
Ahmet Camii kapısı sol sövesine “Seyyâh-ı
âlem Evliyâ ruhiyçün fatiha! Sene 1082” diye bir not yazmış.
-Kaç yıl geçmiş aradan?
-Tamı tamına 345 yıl önce!
Galiba Evliya Çelebi, kendisinden sonra taklit edilmiş. Kapı sövesinde
onlarca ayet, hadis ve şiir beyitleri olarak yazı alıştırması var. Tüm bu
yazıları; özellikleri ile uzun bir yazıya dökerek 2011 yılında İmaret
dergisinde yazmıştım.
Bu yazım; daha sonra kaynak gösterilmeden defalarca paylaşıldı.
Hatta o sene İl Kültür Müdürlüğü, Evliya Çelebi sergisi yaptı. Bana
danışmayı bırak, sormaya bile gerek duymadan benim makalemdeki bilgileri
sergide kullandı…
Daha komiği, kapı sövesinde alıştırma olarak yazılmış ama Evliya Çelebi
ile alakası olmayan hadis ayet metinlerini de sanki Evliya Çelebi yazmış gibi
sergide kullandılar.
Sergiye katılan ve gelenler de kullanılan resimleri Evliya Çelebi’ye aitmiş
gibi izledi…
Tabi burada emeğe saygısızlığın ötesinde bir yerlere yaranma, kendini
gösterme içgüdüsü var. Daha kötüsü sığ bir cehalet var!
-Evliya Çelebi’nin el yazısı halen Pir Ahmet Camii’nde duruyor mu? Eğer
silindi ise artık Türkiye’de Evliya Çelebi’nin el yazısı kalmadı.
-Son gördüğümde duruyordu.
-O zaman Evliya Çelebi’nin el yazısının Türkiye’de kaldığı tek yer
Karaman. Evliya Çelebinin dünyada kalan üç izi var. Biri Türkiye’de Karaman’da
Hisar Camii’nde bulunan bu yazı!
Adana’daki el yazısını iki yıl önce restorasyonda kazıdılar attılar.
-Türkiye dışında nerelerde kalmış?
-Türkiye
dışında Bosna’da Foça'da ve Bulgaristan Köstendil şehrinde.
Şimdi Türkiye’de Karaman dışında, Evliya Çelebi’nin notunun olduğu ikinci
bir yer yok.
Değeri bilinmeli.
2012’de dönemin belediye başkanına “Mutlaka korumaya alın!” demiştim!
Üzeri şeffaf bir malzeme ile kapatılarak güvenliği sağlanabilir.
-Korumaya alındığını sanmıyorum. Çünkü Vakıfların bitmeyen restorasyonu/tamiratı
devam ediyor. Keşke restorasyon/tamirat hiç başlamasa idi. Camiye cemaat
gitmeyince, tenha yerler tinerci vb. tipler tarafından işgal ediliyor.
Velhasıl, Evliya Çelebi’nin yazısının değerini bilmeyen biri gelip “kapı
sövesini temizleyeyim diye” yazıyı kazıyıp atabilir mi?
Maalesef böyle bir şeyi yapabilecek üstelik kasıtsız ve cahilane
yapabilecek, sayısız insan var!
Kazımkarabekir ilçesi kale kapısına toslayan kamyoncu gibi…
-Türkiye’de
sadece Karaman’da Evliya Çelebi’ye bu kadar yaklaşıyorsunuz. Karaman’ın
girişine “Evliya Çelebi’nin El Yazısı Türkiye’de sadece Karaman’da!” diye bir levha
konulsa çok ilgi çeker...
-Evet,
isabetli olur Mehmet abi!
Bu görüşmeden yaklaşık on gün sonra Kale/Pirahmet Camii’ne giderek Evliya
Çelebi’nin notunu tekrar inceleyip fotoğrafını çektim. 2010 yılında çektiğim
fotoğraf ile karşılaştırdım. Gördüm ki, camiye restorasyon adı altında yapılan
tamirat maalesef yazıya kısmi de olsa zarar vermiş. Ben verilen zarara üzülmek
yerine “Evliya Çelebi’nin notunun şimdilik yerinde durduğu için”
sevindim.
Bundan sonra yapılacak tek iş; yazının koruma altına alınmasıdır.
Gücümüz ancak yazıya yetmektedir!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder