18/11/2016

Yunus Divanı Karaman Nüshası’nın Farkları ve Üstünlükleri



 


“İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir” şiirinin aslını Yunus Emre ‘İlm okımak bilmeklik kendözini bilmekdür/Pes kendözün bilmezsen bir hayvandan betersin” şeklinde söylemiştir.

Niye böyledir?

Çünkü aradan geçen asırlar içinde dil değişmiştir. Şair ve müstensihler de Yunus Emre’nin şiirlerini zamana uyarlamıştır.

Bir de “Sordum sarı çiçeğe” ve “Şol cennetin ırmakları” diye dillerde dolaşan şiirler de Bursalı Aşık Yunus’undur.

Bu şekilde Yunus Emre’yle atfedilmiş 3000’i aşkın şiir vardır. Ama saf Yunus Emre şiiri 200-300 civarındadır. Bu şiirler de iki eseri olan Risâletü’n-Nushiyye ve Divanı’ndadır.

Eserleri, daha sonraki yüzyıllarda birçok müstensih tarafından defalarca istinsah edilerek çoğaltıldı.  Müstensihler kendi dönemlerinin yazı, kâğıt, cilt, süsleme, dil ve anlatım özelliklerini yazdıkları nüshaya da yansıttı. Dolayısı ile bir nüsha hangi dönemde yazıldı ise o dönemin özelliklerini taşır.

Bu şekilde Risâletü’n-Nushiyye ve Divân-ı Yûnus Emre’ye ait 40’ı aşkın nüsha tespit edilmiştir. Bu nüshalardan bir kısmı müstakil kitap iken büyük çoğunluğu şiir mecmualarında bölüm halindedir. (Şiir Mecmuası: Özellikle çok beğenilen ve ünlü olan şairlerin şiirlerinin toplandığı yazma eserler) Bunlardan 7-8 adeti 16. yy ve öncesine aittir. Diğerleri 17. yy ve sonrasına aittir. En eski ve en sağlam nüshalar şunlardır:

Karaman Nüshası

Fatih Nüshası

Yahya Efendi Nüshası

Raif Yelkenci 14-15. yy Nüshası

Vatikan Nüshası

Avusturya Nüshası

Nur-ı Osmaniye Kütüphane Nüshası

Bursa İl Halk Kütüphanesi Nüshası

Yukarıdaki nüshalar içinde içerik, dil, yazı ve kitabi olarak en sağlam olanları da Karaman ile Fatih Nüshası’dır. Karaman Nüshası’nı birkaç adım öne çıkaran özellikler; kitabın mimari yapısı, yazısı, dili, imlası ve anlatımıdır. Burada en sağlam iki nüsha olan Karaman ve Fatih nüshaları, bahsedilen özellikleri ile karşılaştırılacaktır.

Karaman Nüshası, kitabi olarak en sağlam nüshalardandır. En fazla 10 adet yaprağı yırtılmıştır.

Risâletü’n-Nushiyye ve Divan; Karaman Nüshası’nda tek eser tek kitap anlayışı ve yapısındadır. Risâletü’n-Nushiyye bitiminde, sayfa atlamadan divan başlar. Karaman Nüshası’nda divan; Risâletü’n-Nushiyye’den gelen bölümleri, iki bölüm daha devam ettirir. Kitap bu yapısı ile Yunus Emre’nin kişiliğine ve hayat görüşüne uygun mimaridedir. Yani sade ve gösterişsiz yazılmıştır. Birtakım şekli kalıplara takılıp kalmamıştır. Çok doğru bir şekilde kitap; insanın kendi iç mücadelesini konu alan Risâletü’n-Nushiyye ile başlar. Devamında insan-ı kamil adayına yol gösterici olan ilahi aşk konulu şiirler söylenmiştir.

Fatih Nüshası’nda ise Risâletü’n-Nushiyye ve Divan yeni bir sayfadan başlatılır. Eğer Yunus Emre ayrı ayrı iki eser vermek istese idi mutlaka bunu kitap olarak ayırırdı. Anlaşılıyor ki diğer yüzyıllarda müstensihler, nüshalara bir standart getirmek istemiştir.

Karaman Nüshası’nda divan,  “Fi’s-Seyr-i ve’s-Süluk” ve “el-Hüsniyât” adlı arka arkaya iki bölüm ile başlar. Bu bölümler, Risâletü’n-Nushiyye’den gelen bölümlerin devamıdır. Fatih Nüshası ile diğer nüshaların büyük çoğunluğunda böyle bölüm başlığı tespit edilememiştir.

Karaman Nüshası; yazısı ile en eski nüshadır. Selçuklu nesihi ile yazılmıştır. 13.-14. yy Selçuklu eserleri yapılan karşılaştırmalarda, Karaman Nüshası’nın 14. yyın hemen başında yazıldığı görülmüştür. 13-14.  Selçuklu nesihi ile yazılmış başka bir nüsha tespit edilememiştir.

Karaman Nüshası’na en yakın nüsha olan Fatih Nüshası’nın yazısı gelişmiş Osmanlı nesihidir. Muhtemelen Şeyh Hamdullah hattında yazılmıştır. Yani 1500’lü yılların hemen başında ya da öncesinde yazılmıştır.

Risâletü’n-Nushiyye’nin telif tarihi, Karaman Nüshası’nda H 700 M 1300’dür.

Karaman Nüshası’nda ilgili beyit şöyledir:

ki târih dahı yidi yüzdeyidi

Yûnus cânı bu yolda fidi yidi

Çoğu nüshada bu tarih H 707 M 1307’dir.

“söze târih yidi yüz yidi-y-idi” (Fatih Nüshası) (Resim 23)

“tarih dahı yidi yüzde yidi idi” (Yahya Efendi ve Nuru Osmaniye Nüshalarında)

Karaman Nüshası; 13-14. yy Anadolu Türkçesinin özelliklerini taşımaktadır. Risâletü’n-Nushiyye’nin ilk beytinin kafiyeli kelimeleri; “eyliyidi” ve “söyliyidi” olarak yazılmıştır. Bu kelimeler, geçmiş zaman kipi olan “y-idi” ile bitirilmiştir

ol bâdişâh-ı kadîm dilerdi bir hikmet eyliyidi

toprag u od u su u yil ana söyliyidi

Fatih ve Yahya Efendi Nüshalarında ise bu ek günümüzde de kullandığımız gibi “–di” ekidir.

padişahun hikmeti gör neyledi

od u su toprag u yile söyledi

Fatih Nüshası

ol pâdişâh-ı kadîm diledi bir hikmet eyledi

toprag u od u su u yili kudretinden söyledi

Yahya Efendi Nüshası

Karaman Nüshası ile diğer nüshalar arasında en önemli farklardan biri de imla farkıdır. Karaman Nüshası’nda Karahanlı Türkçesi’nin etkisi ile “a-e” sesi karşılığı olarak “elif” kullanılan örnekler vardır. Mesela “dahı” kelimesinde, “dal” harfine “a” sesi vermek için “dal”dan sonra “elif” harfi getirilmiştir.

Bir başka özellik ise Uygurcanın etkisi ile “p, ç” harfleri ile yazılan kelimeler bazen “p, ç” ile bazen de  “b, c” ile yazılmıştır. Padişah: badişah; üç; üc gibi. Diğer nüshalarda Karahanlı Türkçesi’nin etkisi tamamen kaybolmuştur.

Karaman Nüshası’nın imlasında sesli harfleri karşılamak için hareke kullanılmıştır. İstanbul merkezli gelişen Türkçe ile yazılan nüshalarda ise sesli harfleri karşılamak için “elif, ya ve vav” harflerinin kullanıldığı örnekler artmıştır. Bu açıklamaya en iyi örnek “yedi” sayısının imlasında vardır. Karaman Nüshası’nda “yedi” kelimesi, Göktürk döneminden geldiği gibi harekelerle “yidi” olarak yazılıdır. Fatih Nüshası başta olmak üzere çoğu nüshada aynı kelimede “i” sesi için “ya” harfi kullanılmıştır.

Yedi kelimesinden örnekle bir diğer özellik de Karaman Nüshası’nın arkaik özelliğidir. Yedi kelimesi, Karaman Nüshası’nda Göktürkçeden geldiği gibi yiti-yidi biçimindedir. Aynı kelimde Fatih Nüshası’nda günümüz telaffuzunda olduğu gibi “yedi”dir.

Çok önemli farklardan biri de Risâletü’n-Nushiyye Karaman Nüshası’nın anlatımındadır. Diğer nüshalara göre Karaman Nüshası’nda anlatım derin ve çok güçlüdür. En iyi örnek hemen aşağıdaki beyittedir.

Pâdişâh hikmeti kadîmden idi

Bu birkaç şerh sözin Âdem’denidi (Karaman Nüshası,  2b/4)

 

Çü şâhun hikmeti akdemden idi

Bu birkaç söze şerh Adem’den idi (Fatih Nüshası, 5b)

Bu iki beyit görünüşte birbirine yakın kelimelerle yazılmıştır. Ancak aradaki anlam farkı büyüktür. Karaman Nüshası’ndaki “kadim” kelimesi, “ezel ve ebed” anlamında Allah’ın ezel ve ebed sıfatına doğrudan atıf yaparken Fatih Nüshası’ndaki “önce, eski ve daha eski” anlamında “akdem” kelimesi maalesef insani bir özellik vurgusuna dönüşmüştür. Bu şekilde önemli sonuçlar doğuran örnekler çoktur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder