“İlim ilim
bilmektir/İlim kendin bilmektir” şiirinin aslını Yunus Emre “‘İlm okımak bilmeklik kendözini bilmekdür/Pes kendözün bilmezsen bir
hayvandan betersin” şeklinde söylemiştir.
Niye böyledir?
Çünkü aradan geçen asırlar içinde dil değişmiştir. Şair ve müstensihler de
Yunus Emre’nin şiirlerini zamana uyarlamıştır.
Bir de “Sordum sarı çiçeğe” ve “Şol cennetin ırmakları” diye
dillerde dolaşan şiirler de Bursalı Aşık Yunus’undur.
Bu şekilde Yunus Emre’yle atfedilmiş 3000’i aşkın şiir vardır. Ama saf
Yunus Emre şiiri 200-300 civarındadır. Bu şiirler de iki eseri olan
Risâletü’n-Nushiyye ve Divanı’ndadır.
Eserleri, daha sonraki yüzyıllarda birçok
müstensih tarafından defalarca istinsah edilerek çoğaltıldı. Müstensihler kendi dönemlerinin yazı, kâğıt,
cilt, süsleme, dil ve anlatım özelliklerini yazdıkları nüshaya da yansıttı.
Dolayısı ile bir nüsha hangi dönemde yazıldı ise o dönemin özelliklerini taşır.
Bu şekilde Risâletü’n-Nushiyye ve Divân-ı
Yûnus Emre’ye ait 40’ı aşkın nüsha tespit edilmiştir. Bu nüshalardan bir kısmı
müstakil kitap iken büyük çoğunluğu şiir mecmualarında bölüm halindedir. (Şiir
Mecmuası: Özellikle çok beğenilen ve ünlü olan şairlerin şiirlerinin toplandığı
yazma eserler) Bunlardan 7-8 adeti 16. yy ve öncesine aittir. Diğerleri 17. yy
ve sonrasına aittir. En eski ve en sağlam nüshalar şunlardır:
Karaman
Nüshası
Fatih
Nüshası
Yahya
Efendi Nüshası
Raif
Yelkenci 14-15. yy Nüshası
Vatikan
Nüshası
Avusturya
Nüshası
Nur-ı
Osmaniye Kütüphane Nüshası
Bursa
İl Halk Kütüphanesi Nüshası
Yukarıdaki
nüshalar içinde içerik, dil, yazı ve kitabi olarak en sağlam olanları da
Karaman ile Fatih Nüshası’dır. Karaman Nüshası’nı birkaç adım öne çıkaran
özellikler; kitabın mimari yapısı, yazısı, dili, imlası ve anlatımıdır. Burada
en sağlam iki nüsha olan Karaman ve Fatih nüshaları, bahsedilen özellikleri ile
karşılaştırılacaktır.
Karaman
Nüshası, kitabi olarak en sağlam nüshalardandır. En fazla 10 adet yaprağı
yırtılmıştır.
Risâletü’n-Nushiyye
ve Divan; Karaman Nüshası’nda tek eser tek kitap anlayışı ve yapısındadır.
Risâletü’n-Nushiyye bitiminde, sayfa atlamadan divan başlar. Karaman
Nüshası’nda divan; Risâletü’n-Nushiyye’den gelen bölümleri, iki bölüm daha
devam ettirir. Kitap bu yapısı ile Yunus Emre’nin kişiliğine ve hayat görüşüne
uygun mimaridedir. Yani sade ve gösterişsiz yazılmıştır. Birtakım şekli
kalıplara takılıp kalmamıştır. Çok doğru bir şekilde kitap; insanın kendi iç
mücadelesini konu alan Risâletü’n-Nushiyye ile başlar. Devamında insan-ı kamil
adayına yol gösterici olan ilahi aşk konulu şiirler söylenmiştir.
Fatih
Nüshası’nda ise Risâletü’n-Nushiyye ve Divan yeni bir sayfadan başlatılır. Eğer
Yunus Emre ayrı ayrı iki eser vermek istese idi mutlaka bunu kitap olarak
ayırırdı. Anlaşılıyor ki diğer yüzyıllarda müstensihler, nüshalara bir standart
getirmek istemiştir.
Karaman
Nüshası’nda divan, “Fi’s-Seyr-i
ve’s-Süluk” ve “el-Hüsniyât” adlı arka arkaya iki bölüm ile başlar. Bu
bölümler, Risâletü’n-Nushiyye’den gelen bölümlerin devamıdır. Fatih Nüshası ile
diğer nüshaların büyük çoğunluğunda böyle bölüm başlığı tespit edilememiştir.
Karaman
Nüshası; yazısı ile en eski nüshadır. Selçuklu nesihi ile yazılmıştır. 13.-14.
yy Selçuklu eserleri yapılan karşılaştırmalarda, Karaman Nüshası’nın 14. yyın
hemen başında yazıldığı görülmüştür. 13-14.
Selçuklu nesihi ile yazılmış başka bir nüsha tespit edilememiştir.
Karaman
Nüshası’na en yakın nüsha olan Fatih Nüshası’nın yazısı gelişmiş Osmanlı
nesihidir. Muhtemelen Şeyh Hamdullah hattında yazılmıştır. Yani 1500’lü
yılların hemen başında ya da öncesinde yazılmıştır.
Risâletü’n-Nushiyye’nin telif tarihi, Karaman
Nüshası’nda H 700 M 1300’dür.
Karaman
Nüshası’nda ilgili beyit şöyledir:
ki
târih dahı yidi yüzdeyidi
Yûnus
cânı bu yolda fidi yidi
Çoğu nüshada bu tarih H 707 M 1307’dir.
“söze
târih yidi yüz yidi-y-idi” (Fatih Nüshası) (Resim 23)
“tarih
dahı yidi yüzde yidi idi” (Yahya Efendi ve Nuru Osmaniye Nüshalarında)
Karaman
Nüshası; 13-14. yy Anadolu Türkçesinin özelliklerini taşımaktadır. Risâletü’n-Nushiyye’nin
ilk beytinin kafiyeli kelimeleri; “eyliyidi” ve “söyliyidi” olarak yazılmıştır.
Bu kelimeler, geçmiş zaman kipi olan “y-idi” ile bitirilmiştir
ol bâdişâh-ı kadîm dilerdi bir hikmet eyliyidi
toprag u od u su u yil ana söyliyidi
Fatih
ve Yahya Efendi Nüshalarında ise bu ek günümüzde de kullandığımız gibi “–di”
ekidir.
padişahun
hikmeti gör neyledi
od
u su toprag u yile söyledi
Fatih
Nüshası
ol pâdişâh-ı kadîm diledi bir hikmet eyledi
toprag u od u su u yili kudretinden
söyledi
Yahya
Efendi Nüshası
Karaman Nüshası ile diğer nüshalar arasında
en önemli farklardan biri de imla farkıdır. Karaman Nüshası’nda Karahanlı
Türkçesi’nin etkisi ile “a-e” sesi karşılığı olarak “elif” kullanılan örnekler
vardır. Mesela “dahı” kelimesinde, “dal” harfine “a” sesi vermek için “dal”dan
sonra “elif” harfi getirilmiştir.
Bir başka özellik ise Uygurcanın etkisi ile
“p, ç” harfleri ile yazılan kelimeler bazen “p, ç” ile bazen de “b, c” ile yazılmıştır. Padişah: badişah; üç;
üc gibi. Diğer nüshalarda Karahanlı Türkçesi’nin etkisi tamamen kaybolmuştur.
Karaman Nüshası’nın imlasında sesli harfleri
karşılamak için hareke kullanılmıştır. İstanbul merkezli gelişen Türkçe ile
yazılan nüshalarda ise sesli harfleri karşılamak için “elif, ya ve vav”
harflerinin kullanıldığı örnekler artmıştır. Bu açıklamaya en iyi örnek “yedi”
sayısının imlasında vardır. Karaman Nüshası’nda “yedi” kelimesi, Göktürk
döneminden geldiği gibi harekelerle “yidi” olarak yazılıdır. Fatih Nüshası
başta olmak üzere çoğu nüshada aynı kelimede “i” sesi için “ya” harfi
kullanılmıştır.
Yedi kelimesinden örnekle bir diğer özellik
de Karaman Nüshası’nın arkaik özelliğidir. Yedi kelimesi, Karaman Nüshası’nda
Göktürkçeden geldiği gibi yiti-yidi biçimindedir. Aynı kelimde Fatih
Nüshası’nda günümüz telaffuzunda olduğu gibi “yedi”dir.
Çok önemli farklardan biri de
Risâletü’n-Nushiyye Karaman Nüshası’nın anlatımındadır. Diğer nüshalara göre
Karaman Nüshası’nda anlatım derin ve çok güçlüdür. En iyi örnek hemen aşağıdaki
beyittedir.
Pâdişâh hikmeti kadîmden idi
Bu birkaç şerh sözin Âdem’denidi (Karaman
Nüshası, 2b/4)
Çü şâhun hikmeti akdemden idi
Bu birkaç söze şerh Adem’den idi (Fatih Nüshası, 5b)
Bu iki beyit görünüşte birbirine yakın kelimelerle
yazılmıştır. Ancak aradaki anlam farkı büyüktür. Karaman Nüshası’ndaki “kadim”
kelimesi, “ezel ve ebed” anlamında Allah’ın ezel ve ebed sıfatına
doğrudan atıf yaparken Fatih Nüshası’ndaki “önce, eski ve daha eski”
anlamında “akdem” kelimesi maalesef insani bir özellik vurgusuna dönüşmüştür.
Bu şekilde önemli sonuçlar doğuran örnekler çoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder