05/11/2016

Yunus Emre Divanı’nın Aslı Karaman Nüshası mı?

Böyle iddialı bir başlık atmaya değer miydi?

Evet bu başlığı atabilmek; 10 yılımı aldı!

Manisa Yunus Emre Sempozyumu’ndaki bildirimin en dikkat çeken ve keyifle izlenilen iki bölümünden biri burası idi. Bildiride Karaman Nüshası ile Türkçenin beş önemli yazma eserinin yazısı paleografik olarak karşılaştırıldı.

Harf esasına göre yapılan karşılaştırma; Türkiye tarihinde de bir ilk oldu. Böyle bir karşılaştırma yöntemi ne biliniyor ne uygulanıyordu. Genelde yazma eserin tarihlendirilmesinde, uzmanın yazıya bakıp tahmini yüzyılını söylemesi yeterli bir görüş alma yöntemi idi.

20 civarında müstakil nüshası (Yazılarak çoğaltılan kopya) bulunan Yunus Emre divanlarının en eski ve en sağlamlarının yazım tarihleri maalesef yoktur. Nerede, kim tarafından, ne zaman yazıldığı nedense eserin sonuna ya da başına kaydedilmemiştir.

En sağlam nüshalardan olan Fatih Nüshası’nın yazısı, gelişmiş bir Osmanlı nesihidir. 1500’lü yılların hemen öncesi ya da sonrasında yazılmıştır.

Yani Yunus Emre’den yaklaşık 200 yıl sonra!

Peki daha eski bir divan olan Karaman Nüshası ne zaman yazılmıştır?

1950’lilerden beri Karaman Nüshası’nı inceleyen ilim adamları, dönemine ait birçok görüş bildirdi. Abdülbaki Gölpınarlı ile Sahaf Raif Yelkenci; kasıtlı olarak Karaman Nüshası’nı 18. yya layık gördü.

İbrahim Hakkı Konyalı, Talat Duru, Cahit Öztelli, Şehabettin Tekindağ, Amil Çelebioğlu, Fuat Köprülü, Mustafa Tatcı gibi birçok araştırmacı; Divanı, 14. yya yani Yunus’un dönemine yakın bir zamana tarihlendirdi.

Ama Selçuklu nesihi ile yazılmış olan Karaman Nüshası için belirtilen dönem; benim için asla yeterli bir tarihlendirme olmamıştır. Karaman Nüshası’nın yazıldığı tarihin, Türk yazı tarihinin hangi dönemine denk geldiğini görmek; etkilendiği hat mekteplerini bilmek asıl sonuca ulaşmak olmalı idi.

Bu amaçla Karaman Nüshası’nın yazıldığı döneme ait kesin bir ifade kullanabilmek için Türkçe’nin çok önemli yazma eserleri ile karşılaştırma yapıldı. Böylece 10 yıllık bir emek ile işlenen konu olgunlaştırılarak son noktaya getirildi.

İlk karşılaştırma, Karaman Nüshası’nın mikrofilmini getirdiğim 2012 yılında; Türk dilinin en önemli eserleri olan Divân-ı Lügati’t-Türk (1266 tarihli tek nüshası) ve Kutadgu Bilig (14. yy Kahire nüshası) ile yapıldı. Harf esasına ve harflerin başta, ortada ve sonda yazılışlarına göre üç eserin yazısı incelendi.

İncelemelerden sürprizler çıktı. Karaman Nüshası’nın yazısı; 1266 tarihinde Şam’da istinsah edilen Divânü Lügati't-Türk ile büyük oranda benzeşiyordu. Kutadgu Bilig ile benzeşme zayıf kalmıştı. Üstelik Kutadgu Bilig’in yazısı oldukça olgun yani harflerin boy-en oranları, durak yerleri belirgin idi.

Buradan çıkan sonuç aynı zamanda yeni bir problem oluşturdu. Karşılaştırmadan bir sonuç alınmış ama tatmin edici olmamıştı. Daha sağlıklı sonuçları almak için bir de Yunus Emre’nin yaşadığı dönemin önemli el yazmaları ile karşılaştırma yapmak isabetli olacaktı.

Konya merkezli yazılmış Metâilü’l-İmân (Ahi Evren, 1261), Tevârih-i Âli Selçuk (İbni Bibi, 1281) ve Müsâmeretü’l-Ahbâr (Aksarayî, 1321) adlı üç eser ile Karaman Nüshası’nın yazısı yine harflerin başta, ortada ve sonda yazılış esasına göre karşılaştırıldı.

Karşılaştırma sonucu Karaman Nüshası’nın yazısının, 13. yy eserleri olan Tevarih-i Âli Selçuk ve Metâilü’l-İmân yazıları ile büyük oranda; 14. yy eseri olan Müsâmeretü’l-Ahbâr ile kısmen benzeştiği tespit edilmiştir.

Karaman Nüshası ile Tevarih-i Âli Selçuk ve Metâilü’l-İmân yazılarındaki bu benzeşme; bir kâtibin elinden çıkmışçasına yüksek derecede görüldü.


Karşılaştırma bir de “Allah” ve “Muhammed” isimleri üzerinden sembolik olarak yapılmıştır. Bu karşılaştırma herkesin anlayacağı biçimde açıktır. Dört eserde de “Allah” ismi aynı kalemden çıkmışçasına benzerdir. “Muhammed” ismi ise özellikle İbni Bibi’nin Tevarih-i Âli Selçuk’u ile Karaman Nüshası’nda birbirine çok yakın özelliklerde yazılmıştır.

Ayrıca Karaman Nüshası’nın yazısı ile Muhyiddin Arabî’nin (Ö. 1240) el yazısının metin karşılaştırmasında büyük oranda benzeşme görülmüştür.

Ulaşılan bir diğer sonuca göre Tevarih-i Âli Selçuk (1281), Metâilü’l-İmân (1261) ve Karaman Nüshası, İbni Bevvab hattıyla; 1321 tarihli Müsâremetü’l-Ahbar ile Kutadgu Bilig, Yakuti hattı ile yazılmıştır.

Karaman Nüshası’nın yazısı gibi dili de tamamen 13-14. yy Anadolu Türkçesidir. Buna en iyi örnek Risâletü’n-Nushiyye’nin ilk beyitidir.

ol bâdişâh-ı kadîm dilerdi bir hikmet eyliyidi

toprag u od u su u yil ana söyliyidi

Risâletü’n-Nushiyye’nin ilk beytinin, kafiyeli kelimeleri Karaman Nüshası 1b sayfasında; “eyliyidi” ve “söyliyidi” biçiminde 13.-14. yy Anadolu Türkçesi ile uygunluk gösterir. Diğer sağlam nüshalarda ise İstanbul Türkçesi’nin etkileri görülür.

Yunus Emre; eserini, sadece Karaman Nüshası’na göre H 700, M 1300 yılında bitirmiştir. Diğer nüshaların tamamında bu tarih; H 707 M 1307 olarak verilir. İlgili tarih beyiti 51a sayfasında şöyledir:

ki târih dahı yidi yüzdeyidi

Yûnus cânı bu yolda fidi yidi

Tarihli beyitteki “yedi” kelimesi Karaman Nüshası’nda Göktürkçe’den geldiği biçimde “yiti®yidi” olarak telaffuz edilmiştir. Diğer nüshaların çoğunda bu sayı İstanbul Türkçesinin etkisi ile “yedi” yani günümüzdeki telaffuzu ile yazılmıştır.

Sadece Karaman Nüshası’nın sahip olduğu önemli bir özelliği; bir tekkeye ait dünyadaki tek nüsha olmasıdır. Divan; 1904 yılında Şeyh Sunullah’ın ölümü sonrası Yunus Emre Tekkesine postnişin olan Kadiri tekkesi şeyhi Hacı Bekir Efendi’ye, ondan Kayserilizade Bahri Efendi’ye, ondan da oğlu Baha Kayserilioğlu’na geçmiştir.

Bu sonuçlar nasıl okunmalıdır?

Kısaca ve açıkça; Karaman Nüshası, 13. yy yazı özelliklerinde yani 1300’lerin hemen başında yazılmıştır. Eğer 1330’lardan sonra yazılmış olsa idi daha gelişmiş bir nesih ile yazılacaktı. Bu sefer de nüshanın tarihlendirilmesinde 1400’lerin öncesi ve sonrası gibi geniş bir zaman aralığı kullanılacaktı. Şimdiki zaman aralığı daha dar ve Yunus Emre’nin yaşadığı zaman ile bağlantılıdır.

Karaman Nüshası’nın dili, Yunus Emre’nin yaşadığı dönem dilinin özelliklerini ve unsurlarını barındırır. Bir başka deyişle İstanbul merkezli gelişmiş olan Türkçe’nin etkisi ve izi; hiçbir şekilde Karaman Nüshası’nda yoktur.



Karaman Nüshası’nın Yunus Emre Tekkesine ait olması; onun yüzyıllarca burada olduğunu ve okunduğunu göstermektedir. Yunus Emre Camii’nin 13. yy sonu 14. yy başında yapılmış olması; Divân’ın Yunus Emre döneminden beri burada olduğuna da bir gösterge olmaktadır.

Şu duruma göre Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası; 13. yüzyıl yazma eserleri ile aynı yazı özelliklerini taşımasından, 13-14. yy Anadolu Türkçesi ile yazılmasından, Risâletü’n-Nushiyye’deki tarih beytinin Hicri 700 M 1300 olmasından ve bir tekkeye ait dünyadaki tek nüsha özelliğinden dolayı ya “aslına çok yakın bir nüsha” ya da “asıl eser”dir.

Bu sonuçların kesin ve tartışmasız ispatlanabilmesi için geriye eserin C14 tekniği tarihlendirilmesi kalmıştır.

Bir sonraki yazı; Karaman Nüshası’nın diğer nüshalardan farklılıkları ve üstünlükleri olacaktır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder