2013 kışı, Siyahser Sultan
Türbesi’nin alt tarafında parlak mermer bir taş, topraktan çok az kısmı çıkmış durumda
görünüyordu. Toprağı deşeleyince bu mermerin eski bir mezar taşı olduğu anlaşıldı.
Üstelik yanında iki mezar taşı parçası daha vardı.
Taşların ortaya çıkması aynı zamanda tehlikelere açık
olması anlamına gelmekteydi. Mezarından sökülmüş olan bu mezar taşlarını,
Siyahser Sultan’ın türbesi içine koymak isabetli olacaktı. Herhangi birisi
yüzyıllar öncesinin sanatkârane emeğini hiçbir gerekçe olmadan kırabilir ya da
bir cenaze sahibi mezara kapak yapabilirdi. Bu şekilde Karaman Şehir
Mezarlığı’nda yüzlerce tarihi mezar taşı yok edilmişti çünkü.
Mezar taşının kitabesini çözümlemek, sanılan ve
beklenilenden çok daha zor oldu. Düzensiz
ve karmaşık bir istif ile yazılmış kitabede ancak “elif, vav” gibi harfler
seçilebiliyordu.
Uzun bir uğraş ile ön yüz ilk satırdaki ikinci kelimenin
“merg” olduğu görüldü. Bunun anlamı, metin Farsça idi. İranlı kitabe uzmanı
Hamid Reza Ghelichkhani’den alınan yardım ile ön yüz kitabesi çözüldü. Meğer bu metin; İran ve Afganistan’da çok
bilinen anonim, içli ve lirik bir şiirin son dörtlüğü imiş.
ey merg, hezâr hâne virâne kerdi
der mülk-i vücûd gâret cân kerdi
her gevher-i kıymetî ki amed be cihân
burdi (burdo) ve şîb hâk penhân kerdi
Metnin çevirisi, İran
Huzistan/Haftkel’den Kaşkay “Duman Karakanlu beyin” yardımı ile gerçekleşti.
ey ölüm bin haneyi viraneye çevirdin
vücut mülkünde canları yağma ettin
cihana gelen her değerli mücevheri ki
götürdün ve toprağa gömerek gizledin
Ama mezar taşının arka yüz
metni çok daha farklı idi!
Farsça olmadığı gibi Arapça
da değildi. Türkçe olup olmadığını anlamak ise iki yıllık zamanı aldı.
Kitabenin Türkçe olduğu ise son satırdaki “târîhidir” kelimesinden ortaya
çıktı. Yine de arka yüzdeki metni tam çözmek, imkânsız gibi bir şey idi. Düzensiz istifte kelimeler iç içe geçerek birbirine
yapışmış; istife giremeyen harfler ise uygun boşluklara rastgele
serpiştirilmişti. Dolayısı ile hangi
harfin hangi kelimeye ait olduğu belirsizdi.
Şu durumda bu metni dünyada
sadece bir kişi biliyordu.
Hattat/hakkâk!
Ama o da bu dünyadan gideli
600 yıl kadar olmuştu.
Kasım ayı başında “Acaba
çözülebilir mi?” diye tekrardan; ama daha yoğun çaba ile kitabeye bakıldı. Nihayetinde
hattatın yazı stili çözüldü. Girift ve istifli kitabede farklı kelimelere ait
birbirine yapışık harfler; önce ayrıştırıldı sonra ait olduğu kelimeye
birleştirildi. Ortaya harika bir dörtlük çıktı.
Artık mezar taşının
kitabesini sadece hattat/hakkâk bilmiyordu…
ve irişli gezmedi ve iren-i muhabbet
nefed-i firkat na’ramız görülmez dilden
cüvâne cebbar kıranından
aldılar ânı
nefed-i firkat tarihidir fevt yılı
Yani:
muhabbet (aşk) ereni ermiş gibi gezmez
son ayrılık (ölüm) feryadımız gönüldedir, görülmez
genç, zorlu kırana uğradı, alıp götürdüler
bu ölüm yılı, son ayrılığın tarihidir
Mezar taşının özellikleri ve
tarihi!
Karaman’ın nadide mezar
taşlarından biridir! İşçiliği, süslemesi, yazısı ve malzemesi diğer mezar
taşlarından çok farklı! Dikdörtgen gövde, kemer ve tepelik olarak
biçimlendirilmiş. Kemer üst kısım ile tepeliği kırılmıştır. Kemer alınlığının
merkezine hayat çiçeği işlenmiştir. Hayat çiçeğinin çevresine ise bir adet
kapalı rumi yerleştirilmiştir. Kırık tepelikte ise muhtemelen basit rumi
kanatları vardı. Bir istisna olarak yan yüzeylerine de iplik rumi gidilmiştir. Bu
tipolojide başka mezar taşı yok. Farsça metinli kitabesinden ve tam gelişmemiş
sülüs yazısından hareketle 1400-1425 yıllarına değerlendirilmiştir.
Mezar taşının sahibi!
Maalesef mezarın sadece ayak
taşı var. Baş taşı olmadığı için sahibinin kim olduğunu bilmek mümkün değildir.
İnşallah bir gün bir yerlerden çıkar.
17. yy öncesindeki Karaman
kadın ve erkek mezar taşlarının tamamı aynı tipolojide yapıldığından sahibi,
kadın mı erkek mi belli değildir. Zayıf bir ihtimal de olsa taşın küçük
ölçülerde olmasından ve inceliğinden, süslemesindeki çiçek motiflerinden bir
kadın mezar taşı olduğu öngörüsü dile getirilebilir.
Kitabede geçen “cüvane ve
kıran” kelimelerine göre de mezar taşının sahibi ömrünün gençlik döneminde salgın
hastalıktan vefat etmiştir. Aynı şiirdeki “muhabbet ereni” nitelemesine göre de
bu kişi bir Allah dostudur. Farsça şiirin üçüncü dizesindeki “kıymetî mücevher”
ifadesinden yaşadığı dönemin değerli bir insanı olduğu anlaşılabilir.
Bu bilgiler ışığında mezar
taşı sahibi ile Siyahser Sultan (Ö. 1464) arasında akrabalık veya tarikat
bağlantısı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Mezar taşının kaliteli mermerden yapılması,
yazı ve süslemesinin sanat şaheseri olması, seçilen şiirlerin anlam derinliği;
sahibine verilen önemi göstermektedir.
Bu okuma ile beraber Karaman
mezarlık ve hazirelerinde bir sanduka dışında çözülmemiş mezar taşı
kalmamıştır. 15 kadar hazire ve mezarlıktaki 3000’e yakın mezar taşının tamamı
okunmuştur.
Yarın geç olabilir.
Bundan sonra mezarlık ve hazirelerdeki tarihi mezar taşları üzerine birçok
çalışma; acilen başlatılmalıdır. Başta mezar taşlarının kitaplaştırılması,
envanteri, otomasyonu, konservasyonu, restorasyonu ve çevre düzenlemesi gibi
birçok kültürel proje; sahibini ve hamisini beklemektedir.
Vebal şimdi ortalıkta dolaşmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder