Daha
dün gibi. Hala içimizde ve Aktekke Çay Bahçesi’ne geliverecekmiş gibi. İnanmak
zor olsa da Yılmaz Babaoğlu’nun aramızdan ayrılışının üçüncü yıldönümü. Kendisi
gitse de eserleriyle, hatıralarıyla, hizmetleriyle halen aramızda yaşıyor ve
yaşamaya devam edecek. Bu ölüm yıldönümünde onu bilinmeyen ya da az bilinen
özellikleriyle bir kez daha anmak bir görevdir.
Büyük bir
patron, para babası, işçi babası olması onun görünen yüzüdür. Tablonun ardında
ise asıl hayalleri gerçekleştirememiş içi içine sığmayan bir insan vardır. BİFA
gerçekleştirdiği başarılar, hiçbir zaman Babaoğlu’nda tam bir tatmin sağlamadı.
Konuşma ve beyanatları ile özellikle sosyal kültürel alanlardaki faaliyetlerine
incece bakıldığında Yılmaz Babaoğlu’nun taşıdığı derin ve büyük ruh fark
edilebilir.
Bisküvi
sektörü dışında girdiği ağırlıklı girdiği iki alan sağlık ve eğitimdir. “Ben
doktor değilim ama bir hastane kurarak doktorları bir sağlık kurumu içinde
yönetebilirim.” diyerek işletmecilik ve girişimcilikte ne kadar iyi olduğunu
açıklar.
Eğitim
konusuna Babaoğlu’nda akan sular durmaktadır. Çünkü eğitim sektörüne girişini
karlılık, girişimcilik vb. hiçbir ekonomik gerekçe ile açıklamaz. Eğitim
sektörüne girişini tek bir kelime ile açıklar! İnsan! İdeal insanı yetiştirmek;
onu, günün gerektirdiği değerler, yetenekler ile donatmak Yılmaz abinin belki
dünya görüşünün ve tüm yaşamının merkezindedir. Böylece Babaoğlu Okullarını
kurarak yüce bir hizmeti de başlatır.
Yılmaz
Babaoğlu’nun eğitime girişinin arkasında; Kel Osman’ın onu, ilkokuldan sonra
okutmayışı da belki de başlıca etkendir. Ancak o, böyle bir etken söz konusu
olsa da asla bu durumu sorun etmez. Çünkü Sebze Pazarındaki babasının
bakkaliyesini çocuk yaşta işletmesi, büyük bir işletmeye dönüştüreceği BİFA’nın
bir bakıma stajıdır.
Yılmaz
Babaoğlu’nun rutinlerinden ve en çok sevdiği uğraşlardan biri de Perşembe
Pazarından alışveriş yapmak idi. Perşembe Pazarına gitmek, pazarcılarla sebze,
meyve fiyatları üzerine konuşmak ve alışveriş yapmak onun için vaz geçilmez
idi. Böylece dünyayı ilk tanıdığı Sebze Pazarı günlerine dönüyor, bir bakıma
oradaki günlerini, Perşembe Pazarında tazeliyordu.
Ruhu şâd
olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder