Mestan Karabacak’tan Üçleme
Yusuf Yıldırım
İlk karşılaşmamızda, Mestan Hoca hemen konuya girdi. “Yusuf
Hoca senin kitaba ulaşmanın bir yolu yok mu nasıl elde edeceğiz?” diyerekten o
kendine özgü çıkışını sergiledi. Yer ise Osman Nuri Koçak Ağabey’in yeni bürosu
idi. Ben de “Mestan Hocam, kitap sınırlı sayıda bastırıldı. “Ama ilk tedarikte,
üçümüz buluşalım ve sana takdim edelim.” dedim. Mestan Hoca hazırlıklı gelmiş
ve buluşmamızda her üç kitabını da iltifat ve övgü dolu sözlerle imzalamış.
Mestan Karabacak deyince!
Mestan Hocam her konuşmasında mutlaka ben Karaman’a (yanlış
hatırlamıyorsam) 89 yılında geldim. O gündür bugündür buradayım der. Bir şeyi
de eksik bırakır. Her ne kadar Kadınhanı Saçıkara köyünden olsa da o artık bir
Karamanlı’dır. Onun Karamanlılığı 35 yılı aşan uzun bir süre Karaman’da çalışıyor
ve yaşıyor olmasından değildir. O, bu sürede aldığı her bir nefesini Karaman
için soluduğu için, Karaman’ı ve Karaman’ın değerlerini yaşadığı ve yaşattığı
için Karamalı’dır. Ki böyle yüksek dozda Karaman yaşayan öz be öz Karamanlı
sayısı da çok azdır. Çünkü yakinen bilindiği gibi o, şairliği, edebiyat
öğretmenliği, edebi kişiliği dışında, ömrünü Türk diline, Karaman Türk dil
bayramlarına ve Yunus Emre’ye adamışlardandır.
Mestan Hoca Haziran 2024’te alışa gelmişliğin dışında bir
değil iki değil tam üç kitabını birden yayına sürdü. Bu çalışmanın müjdesini
aslında bir yıl öncesinden vermişti.
Mestan Hoca’nın üçlemesine gelince!
Mestan Hoca’nın birbirinden ayrılamaz öneme sahip
kitaplarından öncelikle kendi köyünü yazdığı Saçıkara
Tarihi-Kültürü-İnsanları kitabını ilk ele alalım. Kitap bitince hemen şu
yargı zihine yerleşiyor; Kadınhanı’nın bir yörük köyü olan Saçıkara köyü şair,
tarihçi, sanatçı fabrikası gibi. İlk bölümde köyün tarihçesi ve bugünkü
durumuna yer verilmiş. İkinci bölümde köyün bir bakıma folkloru oluşturulmuş yani
köye ait hikayeler ve hatıralar derlenmiş. Mestan Hoca vefasını göstererek
köyüne yazdığı destanları ve diğer şiirleri kitabın üçüncü bölümüne koymuş.
Buradan bir dörtlük de paylaşalım:
Tozlu yollarında gezip tozduğum
Serin deresinde çimip yüzdüğüm
İlk kez okuyup ilk kez yazdığım
Kendimi bildiğim köy Saçıkara
Ele aldığımız ikinci kitabı ise Ömürden Sayfalar!
Kitabın başlığı, deneme türünü çağrıştırsa da içine açıp kurcalayınca karşımıza
bir şiir bahçesi çıkıyor. 7 temada 91 şiire yer verdiği kitabına; Mestan Hoca
hem inceliğini hem de okuyucuya saygısını göstererek ayrıca bir önsözle araya
girmeden doğrudan şiirle başlamış. İlk şiir; şiir severleri çarpacak cinsten. Çarpıcılık
ilk dörtlükte kendini gösteriyor, paylaşalım:
Altmışa dayanınca yaş
Bedene uymaz imiş baş
Her gün yeni bir hatıra
Depreşirmiş yavaş yavaş
Üçlemenin son kitabı ise Mestan Hoca’nın Karaman birikiminin
ve performansının yansıdığı aynı zamanda Karaman şehir tarihine belge
niteliğindeki Türk Dili ve Karaman başlıklı kitabıdır. Zaten de Mestan
Hoca, elinizdeki kitap, “Türk Dili, Karamanoğlu Mehmet Bey, Türk Dil Bayramı
ve Yunus Emre konularındaki elliyi aşkın yazıyı kapsamaktadır.” demektedir.
Kitapta sadece yazılar yok. Yazıların konusuna ait gazete kupürleri, kurumlarla
yapılmış resmi yazışmaların belgeleri de kitabı tarihi kaynak durumuna
getirmiş.
Mestan Hoca bu üçlemeyle aslında ne dedi?
Mestan Hoca; kendi köyüne hem edebi hem tarihi bir kitap
yazarak kıymeti sonraki zamanlarda daha da iyi anlaşılacak alanında farklı bir
kaynak oluşturdu.
Mestan Hoca; kendi deneyim ve birikimlerini Ömürden
Sayfalar ile şiire döktü.
Mestan Hoca’nın şairlik yeteneği ve şiir söyleme gücü bu iki
kitaba tamı tamına yansımıştır. Birgün yüksek lisans ve doktora tezi olacaktır…
Mestan Hoca; son otuz yıllık Türk dil bayramları ve Yunus
Emre’yi anma çalışmalarını ve mücadelesini Türk Dili ve Karaman
kitabında kayıt altında tutmuştur, geleceğe miras oluşturmuştur. Bu arada 63
yıldır Karaman’da kutlanan Türk dil bayramlarına dair yayınlanmış kitaplar,
çekilmiş fotoğraflar, kurtarılabilen broşür vb. dışında şehir ve kurumlarınca hiç
kayıt oluşturulmaması, Mestan Hoca’nın bu kitabını üst bir yerlere koymamızı
gerektiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder