01/02/2018

Yunus Emre Bir ben vardır benden içerü



Yunus Emre Bir ben vardır benden içerü

Arkakapak, Yunus Emre, S 28, 2018 İstanbul, s. 25

Yunus Emre Divanı'nın Karaman nüshasını "asıl esere çok yakın belki de asıl eser" iddiasıyla yayınladınız. Bu iddiada bulunmanızı sağlayan Karaman nüshasının özelliği nedir?

Karaman Nüshası, kendisini diğer nüshaların bir adım önüne çıkaran üç önemli özelliğe sahiptir.
Karaman Nüshası, 13.-14. yy Anadolu Türkçesiyle yazılmış bir eserdir. Yani Yunus Emre’nin yaşadığı dönemin dil özelliklerini taşır. Bir başka deyişle 15. yy sonrası gelişen Anadolu Türkçesinden daha otantiktir. Göktürk yazıtlarında da bulunan çok sayıda arkaik kelimeyi barındırır.

Diğer önemli özelliği yazısıdır. 40 kadar Yunus divanının çoğunluğu, Osmanlı nesihiyle yazılmıştır. Birkaç Yunus divanının yazısı da reyhani ve talik hattındadır. Karaman Nüshası’nın yazısı ise harekeli Selçuklu nesihidir. Aşağıda da açıkladığımız üzere paleografik araştırmalarımız; Karaman Nüshası’nın en eski nüsha olabileceği sonucuna götürmüştür. Asıl nüsha diyebilmek için divanın aslının C14 vb yöntemlerle tarihlendirilerek yılının tespiti gerekmektedir.

Çok daha önemlisi Karaman Nüshası; bir tekkeye üstelik kendi adıyla anılan bir tekkeye ait tek nüshadır. Diğer Yunus divanlarının neredeyse hiç biri; bu ana özelliklere sahip değildir.

Karaman nüshasının tarihini tespit çalışmalarınızdaki süreçten ve izlediğiniz yoldan bahseder misiniz?

Divân-ı Yunus Emre Karaman Nüshası’nın müellif/müstensih ve tarih kaydı yoktur. Kamuoyuna çıktığı 1950’li yıllardan beri, Divan’ın yazıldığı dönem, uzmanlarca merak konusu olmuştur. Abdülbaki Gölpınarlı haricinde tüm uzmanlar, Karaman Nüshası’nı 14. yy yazması olarak kabul etmiştir. Ancak yüzyıl uzun bir zaman dilimidir.  Ve 14. yüzyılın sonunda yazı çok değişmiştir. Yüzyılın başında Selçuklu kültürünün etkisi baskındır.

Bu yüzden Karaman Nüshası’nın yazısını Divanü Lügati’t-Türk (1261 tarihli nüshası), Kutadgu Bilig (14. yy), Tevârih-i Âl-i Selçuk (1281) ve Müsâmeretü’l-Ahbar (1320) gibi önemli eserlerin yazıları ile harf ve kelime esasına göre karşılaştırdım. Karşılaştırma harflerin başta, ortada ve sonda yazılış biçimlerine göre yapılmıştır. Harf esasında dayalı karşılaştırma sistemi; bildiğim kadarı ile Türkiye’de de ilktir. Çünkü uzmanlar, yazıya şöyle bir bakıp kanaat bildirmekle yetinir. Ben ise dediğim gibi harf esasına göre karşılaştırma yaparak paleografya çalışmalarına bir standart getirdiğimi düşünüyorum.


Özgün metin için bakınız:




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder