Altınşehir
Karaman’ın yer üstü suları
Remzi Tartan
Karaman’a güneydoğu yönünden girdiğimizde, şu
anda vali konutu olan coğrafi bölge kentimizin yüksek bölgelerindendir. Kentimizin
merkezini Aktekke-İmaret olarak bilirim, öyle anlar, öyle değerlendiririm. Dört
yön için dört geniş yay çizersek, anlam kaymalarını önler, gereksiz tartışmalara
girmemiş oluruz, diye düşünürüm.
Doğu yayının başlangıç noktasını Ereğli Kavşağı’nda
varsayalım, diğer ucu Piri Reis Kültür Merkezi dolaylarında olsun. Güney
yayının çıkış noktası da Abdullah Tayyar Lisesinden başlasın, kent parkına (Hamza
Zindanı) kadar uzansın. Batı Cephesini belirleyen yay da Cezaevi, Şarözü
bağlarını içine alarak Akyokuş’taki elektrik trafosunda son bulsun. Trafo
noktasından Ereğli kavşağına kadar olan bölgeyi de kuzey cephesi olarak
varsayarsak Karaman’ı dairesel bir çember içine almış oluruz.
1955'lerde Karaman ve dereler |
Bu günkü Yeşilada Camisi’nin önünden geçen yol,
kırma taşların yere serilmesiyle oluşmuş, iki at arabası genişliğinde idi. Doğuya
doğru eşek yürüyüşüyle on beş dakika süren bir yolculuk yapıldığında; çevrede
badem ağaçları ile sınırları belirlenmiş üç /beş dönümlük bağlar görülürdü. Kentin
doğu yeşilliği bu kadardı.
|
Kente yaşam sunan Fisandun Deresi’ydi. Köyün
dış cephesinde bulunan ‘Gavur’ Köprüsü’nün altından geçen dere, 1930’lu
yıllarda kurulan santralle kente elektrik sağlardı. Bu üretimden sonra yoluna
devam eden dere, bu günkü Mut yoluna varmadan Karaman’a doğru sağa kıvrılıp Deve
Çayırı denen boynuzdan kente doğru akar, Deli Pınar’ın karşısına gelen Kamerler
(Kalpaklı) Değirmeni’ni de çevirdikten sonra az ilerde kol vererek, yeni
görevler üstlenirdi.
Kollardan birisi bu günkü Ticaret Odası ile valilik
konutu arasındaki birçok bulgurhaneye su sağladıktan sonra yer altı kanallarına
girer, bugünkü 19 Mayıs Okulunun oradan Sekiçeşme Hamamı’nın suyunu da sağlayarak,
eski garajda biraz yüksekten kütül kütül akarak, Salhane’nin (Türk Dil
Parkı’nın belediyeye bakan aşağı köşesi) içinde, Kavaklıyol’dan geçerek Leblebiciler
Degirmeni’ne selam verip; malhocaya dogru, kimi mahallelerin ‘çürük su’ çeşmelerinden akmaya devam ederdi. O günkü Karaman
için bu harika bir hizmetti, kimi mahallede üç dört çürük su çeşmesi vardı.
Fisandun Deresi’nin öbür kolu kuzeye doğru söğüt
ağaçlarının gölgesinde sakin sakin akarken,önüne çıkan bentle ikiye ayrılır. Biri
Gavurlar Höyüğü’nün doğu yanını yalayarak, Kel Raşid’in bahçesinin
önündeki Gavur Köprüsü’nün
altında süzülerek kentin içine doğru akışında, Gümüşlerin Bahçesi’nin dibinden,
yatırın (Zeyve Sultan) doğusunda, Hadi Efendi’nin bahçesinin içinden Müftüzade’nin
bahçesinin duvar dibinden İmaret’in doğu önünden, Gıle’nin Kahvesi’nin ardından
Süleyman Bey Hamamı’nın suyunu külhana bırakır bugünkü 2. İstasyon Caddesi olan
yerden Porsuk’a doğru kıvrılarak akar. Hacıbeyler
Yalağı’nın arkasından akan su Gazi Okulunun içinden kavakları sulayarak okul
bitiminden sağa Porsuk’a doğru akar. Diğer kolu ise; önce yatağını biraz
derinleştirip; adı pek hoş olmasa da karamanlı gençlerin yüzme öğrendiği Boklubent
(kimi köpek yüzüşü, kimi johnny
weissemuller tarzan kulacı) hafif bir kavisle Helvacı Tahsin’in Kavaklığı
geride bırakarak Karadeğirmen’de kına gibi un öğütür, sonra Selçuklu ya da Karamanoğlu
devri mimarisinin şirin köprüleri altından geçerek yoluna devam ederdi. Taşlarının
arasına jilet bile giremez yetkinlikte oluşmuş ikiz gözlü güzel köprünün, güneyindeki
bölümde her zaman su olmazdı, bahar da yağışlar çoğaldığında devreye girerdi. Karadeğirmen’den
dökülen buğday kırıntıları köprünün altında balıkları beslerdi. Benim büyüğüm Rüştü
ağabeyim burada eliyle balık tutardı.
Köprünün yirmi metre batısında Karaman’ın en
büyük, en düzgün, sanayi tipi diyebileceğimiz ve Karaman’da bahçeciliğinin
temelini atan, fidan üretip yol gösteren Tartanzade Hacı Sami’nin üç metre
duvarla çevrili büyük bahçesi vardı. Bu bahçede meyve ağaçlarının plakası
vardı, her ağaç kayıt altındaydı.
Güzel ikiz köprüden geçen su sakin sakin Çeltek
Mahallesi’ndeki Şıhali Sultan Türbesi’ne doğru akar, burada Sultan Nevruz ve
Hıdırellez günlerinde Karaman sosyal yaşamına renk katardı. Şıh Ali Sultan
Türbesi çevresi eski yıllarda mesire alanı olarak bilinirdi. Fisandun’dan gelen
dere burada Gazalpa Çayı adını almıştı. Aşağıda krokide görüldüğü gibi,
Mezarlığın hemen önünde, altından büyük sellerin bile geçmesine izin veren
tarihi Gazalpa Köprüsü vardı. Su bundan sonra bahçeleri sulayarak yoluna devam
eder, Emekseven Köprüsü’nün altından da geçtikten sonda karaman ovasında
akışını sonlandırırdı. Ne yazık ki, o köprüler şimdi toprağa gömülmüş, krokide
görülen sokak adlarının kimileri bugün değiştirilmiş, bahçeli evlerin yerini
çok katlı beton binalar almıştır.
Mustafa Şişik
YanıtlaSilÇok güzel remzi agbim bunları bir kitapta toplasa elimizde birer kaynak olsa iyi olur,karamanımın güzel insani,önderim seni seviyorum.
Algınlığına çoban
YanıtlaSilRemzi ağabey bilgi hazine değerinde kitaplastirsaniz geleceğe dunden bir kaynak olarak kalır diye düşünüyorum ve saygılarımı sunuyorum..mutlu gunler dilerim
Osman Akdağ
YanıtlaSilSevgili Remzi abim Karaman’ın yazılmayanlarını en kısa zamanda kitap olarak yazarsa çok güzel olacaktır.Kitabını bekliyoruz
Nedim Aktağ
YanıtlaSilÜç beş ağanın tarlasını sulamaktan başka amacı olmayan saçmasapan barajlar yıkılırsa gene akar o sular
Yeraltı suları dolar bence.
Ali Kırnaz
YanıtlaSilBu sularla ilgili rahmetli babamın anlattığına göre fisandından gelen su kollara ayrılırken herbir kolda yukarıdada anlatıldığı gibi değirmenler varmış ben kazalpa çayı üzerindekini biliyorum çok geceler sıra beklerken buğday çuvalları üzerinde uyukladım. Kara ve ağa değirmenleri için söyleneni aktarayım. Ağa değirmeni suyun başında olduğu için hızlı dönüyor kara değirmenin suyu az olduğu için yavaş dönermiş değirmen taşlarının dönüşüne göre çıkardığı sesi müzikleştirmişler. Ağa değirmenine getir götür getir götür, kara değirmeninkine de yine mi geldiiiin yine mi geldiiiin diye seslendirmişler.
Ibrahim Yigit
YanıtlaSilSelamlar remzi abi
Harika bir anlatımla kimleri ve neleri, nereleri ilmek ilmek işlemişsin kıymetli Remzi bey abim. Daha sık yazarsan mutlu oluruz.
YanıtlaSilGönül Kılıç
YanıtlaSilSevgili Dayıcığım kalemine sağlık.
Hadi beylerin bahçesinin karşısında
Cennet anneme ait bahçenin içindende ırmak geçerdi.
O ırmaktan bahçe sulanırdı..Şimdi oralar tamamen Beton yığını olmuş
Hüsnü Onur - Küçükcicibıyık
YanıtlaSilDeğerli dostum Remzi tartan kardeşim bu güzel yorumlarınız için teşekkür ederim hayırlı olsun başarılar dilerim sevgi ve saygılarımla.