Yunus Emre’nin Akıl Yaklaşımları
Yusuf Yıldırım
Yunus Emre’yi “sadece bir şair”
kefesine koymak, hümanist ve sevgi insanı olarak onu sınırlar ve basitleştirir.
Oysa Yunus Emre aşk, insan, can, varlık ve Allah temelinde felsefe, var oluş,
psikoloji, fizyoloji başta birçok konuyu dile getirir ve irdeler. Bu konuların
en başında kuşkusuz akıl vardır.
Akıl, Risâletü’n-Nushiyye’nin
nesir bölümünde ele alınan ilk konudur. Yunus Emre, burada aklın bir nur
kaynaklı öz olduğunu “Akıl, Allah’ın ezelden bir nurudur.” bilgisiyle
açıklar. Devamında aklın üç çeşit olduğunu söyler. Bunlar; maişet aklı, cüz’î
akıl ve küllî akıldır.
Yunus Emre’nin deyimiyle maişet
aklı; dünya düzeninin nasıl olduğunu bildirir ve öğretir. Maişet aklının dünya
düzenini bildirmesi nasıl anlaşılmalıdır. Öncelikle dünya somuttur. Beş duyu ile
algılanan ve yaşamsal faaliyetlerin sürdürüldüğü bir ortamdır. Bu kapsamda
“maişet aklı” dünyadaki yaşamı yürütebilmede işe yarayan akıldır. Maişet aklı
dünyaya ait olanı algılar ve kavrar. Soyut olanı bilmede ve anlamada
yetersizdir, bir alt eşiktedir.
Maişet aklı; beslenme, giyim,
çalışma hayatı, evlenme ve üreme gibi temel yaşam faaliyetlerini yerine
getirmede işlevseldir. Maişet aklına
sahip insan sadece kendisini ve kendi ihtiyaçlarını düşünür. Daha geniş
düşünmekte ve daha yüce değerleri anlamada yetersizdir.
Cüz’i akıl; cennet düzenini
bildirir. Cennet, ahirettedir, soyuttur; birçok değeri kendisinde simgeler.
Öncelikle cennet güzeldir, zamansızdır ve sınırsızdır. İnsanın sadece hayal
edebildikleri orada gerçekleşendir. Dolayısıyla cennet görülemeyeni yani
ahireti temsil eder. Bu yönüyle ahiret soyuttur. Cüz’i akıl da ahirette olanı
yani soyutu kavrayan akıldır. Soyut kavramı, sanatsal, bilimsel, ahlakî,
teknolojik süreçleri de kapsadığından tüm bu değerler cüz’î akıl kapsamındadır.
Cüz’î akıl o zaman maişet aklından daha üstün bir akıldır.
Yunus Emre’de “küllî akıl”, Hakk
edebini bildirendir. Edep; yerinde ölçülü davranma, haddini bilerek davranma,
terbiye, nezaket, zarafet ve incelik anlamları içinde taşır. Tasavvufta ise dâima Hakk’ın
huzûrunda olduğunu bilerek ona ve tüm yaratılmışlara saygılı olma anlamını
taşır. Külli akıl ise her şeyin üstünde olan ve bütüncül akıldır. İslam
alimleri, tüm varlığın bilgisini bilen ve saklayan akıl olarak nitelemiştir. Bu
anlamda külli akıl evrenseldir, tüm değerleri, tüm varlıkları kapsar. Akıl
hiyerarşisinde en üstteki akıldır.
Yunus Emre’nin Risâletü’n-Nushiyye’deki
akıl tanımlamaları; şiirlerinin çoğunluğunda inşa ettiği akıl kavramının
temelidir. Aklın doğru ve etkin kullanımına ait örnekleme ve değinmelere hem
Risâletü’n-Nushiyye’de hem de divanda sıkça rastlanır.
Bu yazı ilk yayını Yeni Vezin (S8, Temmuz Ağustos Eylül 2021, s. 8)'dir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder