Son görüşmemiz ameliyata gitmeden bir gün önce idi. 25 Kasım 2017 Pazar günü de Ankara’ya gitmişti. Birlikte son fotoğrafımız ise 3 Kasım 2017’de çekilmiş. Konu, çoğunlukla olduğu gibi Divân-ı Yunus Emre Karaman Nüshası olmuş.
Ve 14 Aralık’ta girdiği ameliyat masasından kalkamayarak
24 Aralık Pazar günü bizleri yalnız bırakıp ebedi yurduna yolculuk etti. Talat
Amca, birçok kimlik ve değeri de üzerinde taşıyordu. Yunus Emre Tekkesi son
şeyhinin en büyük erkek torunu olarak Yunus Emre’yi en üst düzeyde temsil etti.
Kişiliğiyle, ilmiyle, icraatlarıyla. Yunus Emre gibi dost doğru oldu. Doğruluğu
dürüstlüğü tavsiye etti.
Ayrıca geçmiş ile aramızda bir köprü olarak bir canlı tarih;
Karaman’ın yaşayan hafızası idi. Ve
Talat Amca tüm yaşadıklarını bildiklerini kendisiyle alıp götürdü. Tabi gök
kubbede hoş seda ile yerini alan yazıları ve kitapları dışında. Talat Amca’nın
gidişiyle geçmiş ile bağımız kopmuş gibi oldu. Çocukluk, gençlik ve yetişkinlik
döneminin büyükleri Osmanlı tebaasındandı. Ve onların aktardığı kültürle
yetişmişti. Şimdi âşıklar kahvesini, Yunus Tekkesini, dede oyununu, ilk
otobüsü, ilk elektriği, ikinci dünya savaşı hallerini, süvari alayını, istasyon
pikniklerini, eski sinemayı, kızlı kahveyi, sazlı kahveyi anlatacak kimseler
yok.
Gölgesinde herkesin huzur ve güven bulduğu ulu bir
çınardı, Talat Amca. Dost haneye dönüştürdüğü dükkânının kapısından çevirdiği
bir insan görülmemiştir. Dilencisinden esnafına, bilim adamından, valisine; her
gelen hanesinde rahatça oturur, eğretilik hissetmezdi. Öyle ki kendisinden altı
yedi yaş büyükler bile Talat Amca’ya daha büyük gibi davranır; Talat Amca da
onları kardeşi gibi görürdü. Çünkü akılca başça Talat Amca daha olgun daha
bilgili görünürdü. Öyleydi de! İlişkilerinde
asla kabalık ve bayağılık yoktu.
Tam bir yıl geçmiş, Talat Amca’sız. Her ne kadar
kalabalık olsa da sokağına düşen ıssızlık kalkmıyor. İnsan duramıyor,
bekleyemiyor orada. Yabancı bir mekâna uğramış gibi oluyor.
Bu bir yıl içinde herkese nasip olmayacak biçimde üç
önemli etkinlikle anıldı, Talat Amca. Öncelikle 7 Ocak’ta Ziya ve Rıza abi
kendisine bir hatimli bir anma programı düzenledi. Bu programa Talat Amca’ya
düşkünlük derecesinde yakın olan dostları ve sevdikleri katıldı.
İkinci önemli etkinlik ise yaklaşık 30 yıllık
sarrafiyesinin müze/anı evine dönüştürülmesi projesi oldu. 12 metrekarelik dükkâna Talat Amca’yla
özdeşleşmiş yazılı belge, fotoğraf, plaket, kitap ve şiirlerinden oluşan
koleksiyon; oğulları Ziya ve Rıza abi tarafından sığdırıldı. Müzenin açılışı 12
Mayıs’ta sicim gibi bir yağmur altında oldu. Açılışa şehir içi ve dışından
Talat Amca’nın birçok seveni ve dostu katıldı. Sinema ve müzik sanatçısı Gülsen
Tuncer ve öykücü Feyza Hepçilingirler, onur konukları idi.
Talat Amca için yapılan son etkinlik Ankara Karamanlılar
Derneği Türk Sanat Müziği Korosunun Yunus’ca Ezgiler konseri oldu. Konserin
öyküsü yine Talat Amca ile başlıyor. Ziya Duru’nun anlattığına göre ameliyatta
girmeden iki gün önce 12 Aralık’ta Veli Bozkır, Talat Duru, Ziya Duru ve Rıza
Duru hastanede görüşürler. Veli, Karaman’da da Yunus adına bir şeyler yapın,
diye bir istekte bulunur, Talat Amca. Ve Talat Amca’nın son isteği Sayın Veli
Bozkır tarafından bir vasiyet olarak kabul edilir. Veli Bozkır, Bu konser için
koronun yazdan beri çalıştığını söyledi, sunuş konuşmasında. KMÜ’nün 1000
kişilik konferans salonu, tıka basa doldu. Konser öncesi Rıza Duru’nun
hazırlattığı Talat Duru belgeseli izleyici duygulandırdı. Yunus ilahileri koro
ve solistlerince harika biçimde seslendirildi, yorumlandı. Konserin en anlamlı
anı, Talat Amca’nın bir şiirinin bestekârı Hüseyin Soysal tarafından
seslendirilmesiydi. Ankara Karamanlılar Derneği TSM Korosunun asıl verdiği
mesaj; Karaman’da profesyonelce ve üst düzey bir etkinlik nasıl
gerçekleştirilirin cevabı idi.
Ve Ziya ve Rıza abi; Talat Amca’nın aramızdan ayrılışının
yıl dönümüne hatimli ve yemekli bir anma toplantısı düzenledi. Toplantı tam da
Talat Amca’nın isteyebileceği biçimde gerçekleşti. Çünkü sağlığında Talat
Amca’nın etrafında birleşenler bir kez daha ama Talat Amca’sız toplandı. İhsan
Duru, Ahmet Küçükcicibıyık, Mehmet Arı, Vehbi Uysal başta -adlarını
bilemediklerimin ve sayamadıklarımın hoşgörüsüyle- çoluk çocuk, yeğen, gelin ve
damatlar yine onun salonunda hazır bulundu.
Talat Amca’sız gönül direğimiz yıkık; kalbimiz buruk.
Ruhun şâd, mekânın cennet olsun Talat Amca!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder