Çok bilinmiyor olabilir, Mebruke
Tuncel Hanım Karaman’ın has evladıdır, Kayserilioğlu sülalesinden, Nuri
Kayserilioğlu ile Hayat Kayserilioğlu’nun kızıdır. Eşi Haluk Tuncel de bir
Karamanlı iş adamıdır; aile büyükleri, 1940’larda İstanbul’a taşınarak iş
hayatına atılmıştır. Mebruke Hanım, okullu bir sanatçı. Marmara Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesinde de yüksek lisans yapmış. İstanbul’un gözde mekanlarından Suadiye’de
-şimdilerde salgından dolayı kapalı olsa da- bir sanat atölyesi var.
Üç yıldan beri Karaman’da bir Yunus
Emre sergisi açmak, vazgeçemediği hayali idi ve o hayali de Yunus Emre yılında
gerçekleştirdi. Sergi, Yunus Emre’nin evrensel düşüncelerini simgeleyen minyatür,
tezhip, pastel, kolaj ve ahersiz japon kâğıdı teknikleriyle yapılmış 30’u aşkın
tablodan oluşmakta. Kronolojik ve temalı düzenlenen serginin ilk tablosu, Selçuklu
mirasının izleri konuludur. Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçe Fermanı da
serginin ana tablolarından. Tuncel, çoğunlukla genç betimlenen Yunus Emre’yi bu
kez daha farklı yorumlayarak derin bakışlı, erdemli insan ve koca aşık kimliğiyle
portreye almış. Sergideki tabloların çoğunluğu Yunus Emre’nin felsefi
düşüncesini ve ilahi aşkını simgeliyor. Serginin son resmi, “İbret” tablosudur.
İbrette, mezar taşlarını seyre dalmış ve bu dünyanın geçiciliğini düşünen Yunus
Emre betimlemesi var.
Sedat Anar’ı ayrıca açıklamaya
hacet var mı? Uluslararası Yunus Emre Paneli’nin ne kadar gerekli ve önemli bir
etkinlik olduğunu nasıl görüp yaşadık isek KMÜ 15 Temmuz Konferans Salonu’nu
tıka basa dolduran gençlik de Sedat Anar isminin ne kadar isabetli bir isim olduğunu
gösterdi. Sedat Anar, bir bakıma kendini yoktan var etmiş biri. Sanat hayatı
Ankara’da sokak müziği ile başlamış. Şimdiye kadar dokuz albümü ve üç kitabı
var. 2014 yılında Yunus Emre’ye merak sarmış. 2015 yılında Kalan Müzik’te Yunus
Emre albümünü çıkarmış. Onun en bilindik yönü, İTürkiye’de İran kökenli bir
çalgı olan santurla müzik icra eden tek sanatçı olmasıdır. Santur ile kendine
özgü bir müzik yakalayan Anar, Yunus Emre ilahilerini de özgün biçimde
seslendirmekte. Öyle içten ve doğal bir sunum yapmakta ki, salonla Sedat Anar,
Yunus Emre ilahilerinde bütünleşerek tüm duyguları birlikte yaşamakta. Hemen
hemen her izleyici ve dinleyici sessiz sessiz Sedat Anar’a ezgilerde eşlik
etti. Ama her şeyin olduğu gibi konserin de bir sonu vardı, kimse salondan
ayrılmak istemese de…
Etkinliklerin göze görünmeyen
tarafı da şehrin doğal tanıtımları olmasıdır. Sedat Anar da Kent Otel’de Celil
Evcen’in ev sahipliğinde konser öncesi görüşmemizde şunları söyledi: Doğal
olarak Karaman’ı ve Karaman Yunus Emre ilişkisini hiç bilmiyordum. Yaptığım
araştırmalarda gördüm ki, Yunus Emre’ye dair tüm belgeler, bilgiler Karaman’ı
işaret ediyor. Diğer şehirlerden kat kat fazla Yunus Emre malzemesine sahip
Karaman. Ancak Karaman, kendi içine kapalı. Daha fazla tanıtım yapmalı, daha
fazla kendini göstermeli.
Etkinliklerin perde arkasına
gelince!
Ekim ayı başından beri çalışılan
Uluslararası Yunus Emre Paneli, Mebruke Tuncel Yunus Emre Sergisi, Sedat Anar
Yunus Emre Konseri ve İlber Ortaylı Konferansı olağan üstü çaba ile ortaya
çıkarıldı. Bu etkinliklerde Kartap Koordinatorü Rıza Duru ve Kartap’ın arkaplan
kahramanı Ethem Büyükköse’nin büyük emekleri yadsınamaz.
Ethem Büyükköse organizasyonun göze
görünmeyen başkahramanıdır. Deyim yerinde ise “Bu etkinlikler olur mu olmaz
mı, olursa hangi para ile nasıl olur?” diye düşünmeden direk işe daldı.
İşin ehli Karaman’ın akil insanları Osman Nuri Koçak, Ömer Karayumak, Ali Yağcı
ile ön toplantılar yaparak ortak aklın projelerde nasıl çalıştırılabileceğini
gösterdi, -dikkat edin- ve örnekledi. Kimse şeytana uymadı, şeytanlaşmadı. Kimse
keçi sakalına güvenip Abdurrahman Çelebi rolüne oynamadı. Herkes birikim ve
deneyimlerinden hareketle organizasyona katkı verdi.
Rıza Duru, eylül sonu gibi ağır bir
kalp ameliyatı geçirmesine rağmen deyim yerinde ise hiçbir şey olmamışçasına
sazı eline alıp bu etkinliklerin planlanmasında ve gerçekleştirilmesinde
hummalıca ama coşku ile çalıştı. Karaman’ın ortak aklını nasıl Kartap’ta
topladı ise bu etkinliklerde de işi ehline verip organizasyonun planlama,
hazırlık, uygulama ve yürütme süreçlerini kişi, görüş, grup ayrımı yapmadan, olumlu,
tarafsız ve karizmatik kişiliğiyle yönetti.
KMÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. Namık
Ak’ı yine alkışlamak gerekiyor. Uluslararası Yunus Emre Paneli’nde olduğu gibi
Mebruke Tuncel Yunus Emre Sergisini ve Sedat Anar Yunus Emre Konseri’ni
başından sonuna sahiplendi.
Nihayetinde Karaman nasıl birlik ve
dayanışma içinde olabileceğini bu üst düzey organizasyonlarla gösterdi. Karaman
Belediyesi, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi, BİFA, Duru Bulgur, Saray
Bisküvi, Grand Karaman, İKEV, İmaret Medya, Modern Çikolata, Nova İnşaat, Saray
Kitap Kırtasiye, Kent Otel maddi manevi katkılarıyla bu organizasyona katkı
verdiler, destek oldular.
Velhasılı Yunus
Emre’ye yakışan, Yunus Emre’nin düşüncelerine yaraşır bir organizasyon devam
ediyor.
Şimdi şeytan
azapta gerekmez mi? Çünkü gerçekleştirdiği organizasyonlarla yakın gelecekte
Kartap, Karaman’ın kültürünün, Türkçenin, Yunus Emre’nin saygın temsilcisi olma
yolunda ilerliyor. Çünkü Kartap bir anlık hevesin ya da günübirlik işlerin,
günübirlik çıkarların uğruna değil kültüre, insana uzun vadede hizmet etmek
üzere kurulmuş bir platformdur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder