Ama Türk Ocakları’nın tarihi seyrine
bakınca mutlaka Karaman’da bir Türk Ocağı olmalıydı. 1911 yılında kurulan Türk
Ocağı’nın sonraki yıllarda şubeleşmeye gittiği Kurtuluş Savaşı boyunca da
ocağın faaliyetlerinin ve örgütlenmesinin kesintiye uğradı biliniyordu. 1922
yılından itibaren Türk Ocağı tekrardan ve hızlıca şubeleşmeye giderek 1928
yılına kadar 140’ı aşkın şube kurmuştu. Niğde örneğinde olduğu gibi çok faal ve
tanınmış şubelere rastlanırken Karaman’da bir Türk Ocağı olduğundan haberimiz
bile yoktu.
Ulaştığım dosya, “Karaman Türk Ocağı
Faaliyet Raporu” başlıklı bir yazı idi. Raporun yayınlandığı yer ise tabi ki
Türk Yurdu, Cilt 3 Sayı 15 s.348, Kanûn-ı Sâni (Şubat) 1925. Kanûn-ı Sânî rumi takvimde yılın son ayı
olduğu için tüm şubelerden yıllık rapor istendiği anlaşılıyor.
Sayfalar dolusu beklediğim rapor, yarım
sayfada beş maddelik bir yazı idi. Yorumlarla bu beş madde şöyledir:
1- Ocak müsamereler tertip etmekte ve
müsamere sonunda ocakların maksatları dahilinde konferanslar verdirmektedir. Bu
cümleden olarak Karaman Tayyare Cemiyeti menfaatine de bir müsamere tertip
edilmiştir.
Müsamere, eğlenceli gösteri anlamında
kısaca. Anlaşıldığına göre de Karaman Türk Ocağında o zamanlar, şiir ve
piyeslerden oluşan akşam gösterileri düzenlemekte; sonrasında memleket
hallerine ait halkı bilinçlendirmeye yönelik konuşmalar yapılmaktadır.
Bu maddeden anlaşıldığına göre
Karaman’da bir de Karaman Tayyare Cemiyeti (Karaman Uçak Derneği) vardır.
2- Ereğli Türk Ocağı ile yakından
tanışmak emeliyle temsil heyeti Ereğli’ye giderek bir piyes temsil etmiştir.
İlginç maddelerden biri de budur. Türk
Ocağı şubeleri kendi aralarında sıkı bir iletişim kurmaktadır. Ereğli Türk
Ocağı da Karaman’a gelmiş olmalıdır.
3- Metrûk emvâlden olan ocak binası
müzayedesine iştirak edilmiş ve bin yüz lira da ocakta kalmıştır.
Metrûk emvâl ya da emvâl-i metrûke;
tehcîr ve göç sonrasında azınlıkların yanlarında götüremedikleri taşınmazları
tanımlar. Buna göre de Karaman Türk Ocağı, Karaman’daki azınlıklardan kalan bir
binanın alımı için müzâyedeye girmiş ve ucuz yolluca bir binayı alarak ocağa
1100 Lira tasarruf sağlamıştır.
4- Kız ve erkek mektebi talebelerinden
altmış çocuğa kitap almış, beş kişiye elbise yaptırmıştır.
Buradaki sayı önemlidir. 60 çocuk tahminen okuldaki
öğrencilerin üçte biridir.
5- Köylere muntazaman irşad heyetleri
göndermektedir. Bu heyetler köylüye inkılâbımızı ve millî mefkuremizi telkin
etmektedir.
Keşke kaç köye nasıl gidildiği
yazılsaydı. İrşad faaliyetleriyle; yeni devletin politikalarının ve
inkilaplarının ocak görevlilerince köylülere anlatıldığı anlaşılmaktadır. Ve
Türk Ocağı üyeleri, kendilerine Ankara’dan verilen kitapçık vb. belge üzerinden köylülere okuma yapmış olmalıdır.
Raporun getirdiği iki soru da Karaman
Türk Ocağı’nın ne kadar süre faaliyette bulunduğu ve yetkili ve görevlilerinin
kimler olduğudur. Rapor 1924 yılını kapsadığından ve 1922’den önce kurumun
varlığına dair bir kayıta rastlanılmadığından ocağın kuruluşunu en erken 1923
yılında aramak gerekir. Ocağın ne zaman sonlandırıldığı ya da faaliyetlerinin
durdurulmasına dair diğer soruların cevaplarını da Türk Ocakları Genel Merkezi
kayıtları arasında olması olasılıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder