17/05/2020

Türkçe Fermanı’nın altında kalanlar

 


Korona salgını günlerinde dil bayramına dair bir kutlama beklenmiyordu. Nitekim resmî tören dışında bir etkinlik de gerçekleşmedi, Karaman’da!..

Ama beklenmeyen, hesap edilmeyen coşkulu gelişmeler de oldu. Twitter merkezli “#turkdilbayrami”, “#turkçeninbaskentikaraman” #karamanoğlumehmetbey” etiketleriyle Türk Dil Bayramı sanal ortamda fırtına estirdi, dalga dalga yayıldı. Yüzbinlerce kişi, sadece Türkiye’den değil, Azerbaycan’dan, İran’dan “Türkçe” haykırışı yaptı.

Asıl şaşırtma ise Alanya Belediyesinin şehir merkezine diktiği Karamanoğlu Mehmet Bey heykeli olurken güzel de bir ters köşe de yaptı.

Belki en beklenmeyeni, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Sayın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den gelen saygın Türk Dil Bayramı kutlama mesajları oldu. Sonrasında dikkatler bir anda 13 Mayıs Türk Dil Bayramı’na çevrildi, alelacele ve göstermelik kutlama mesajları geldi.

Peki Türk Dil Bayramı neden bu kadar ses getirdi?

Başta iletişim araç gereçleri aracılığıyla iyice yozlaşan, tabelalarda paçozlaşan dil; belli etmese de toplumsal bilinci her geçen gün daha fazla yaralamakta, içten içe rahatsızlık uyandırmakta. Özensiz Türkçe kullanımı hatırı sayılır tepkisel bir kitleyi de beraberinde getirdi. Ve estetik Türkçeyi kendine dert edinen duygusal sahiplenmede bulunan bilinçli bir kesim yavaş da olsa artıyor. 

İşte bu Türk Dil Bayramı, niteliksiz Türkçenin toplum vicdanında oluşturduğu yaraların kitlesel bir sesidir aslında. Ve bu hassasiyet, devletin en yüksek kademesinden kutlama mesajı olarak görüldü.

Türk Dil Bayramı’nın altında kalanlar!

Ulusaldaki isimleri çok fazla büyütmeyin.  Bakın onlardan biri, “Mehmet Bey de Ferman Bizimdir” adlı yazımı kurgulayarak karşı bir yazı yazmış. Bana özgü ifadeleri, kendisininmişçesine kullanmış…

Çok çok ilginçtir; şimdiye kadar Türk Dil Bayramı, Mehmet Bey ve Ferman konusunda hiçbir düşüncesi, beyanı olmayan o yazar ve bazılarının kalemleri zoraki de olsa Türkçe konusunda yazmaya hareketlendi bu yıl. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın saygın kutlama mesajı sonrası ulusalda adı büyük yazarların içi boş, bilimsellikten uzak, dayanaksız, yapıcı değil de yıkıcı görüşleriyle ele aldıkları yazılarda bir acelecilik bir panik havası, bir gocunmuşluk vardı. Bu dürtünün kaynağında kendinde eksiklik, dikkat çekme ve hatta yaranma gibi bilinçaltı kıpırdanmalar olduğu da kesindir.

Söz konusu kişiler aşağıdaki sorulara yanıt verebilmede maalesef yetersiz ve yüzeyseldirler!

“Türkçe Fermanı’nın kime ait olduğu konusu” halledilmiş bir mesele olsa avara kasnakların durmayacağı malum oldu.

Karamanlı kim Osmanlı kim, bunlar farklı kültürler mi? Selçuklu, Osmanlı, Karamanlı ve diğer beyliklerde ilim dili, edebiyat dili ve devlet dili nece idi? Osmanlı, Karamanlı, Selçuklu tarihi eser kitabelerinin dili nece idi? Selçuklu, Karamanlı, Osmanlı medreselerinde okutulan kitapların dili nece idi?

Şu can alıcı sorulara da bir göz atmak gerek? 9 Mayıs’ta Konya’yı kim aldı? 13 Mayıs’ta Türkçe Fermanı’nı kim ilan etti ettirdi? Tarihi kaynaklar, fermanla kimin adını beraber anıyor? Ferman kiminle özdeşleşmiştir. Fermanın arkasında kim vardır? Ferman Cimri’nin ise neden Cimri Fermanı olarak literatüre geçmemiştir? Türkçe Fermanı bireysel bir olay mıdır? Bireysel bir olay ise Anadolu’ya neden Farsça değil de Türkçe hâkim oldu?

Bu soruların cevabını vermek hem birikim hem de yetenek ister. Tarihçilik bir belge, bir olay üzerinden basit ve yüzeysel yorumlarla yapılacak olsa idi herkes tarihçi olurdu… Tarihi olaylar, oluşumuyla kültürden ve toplumdan bağımsız değildir. Her olay, içyüzüyle kültürel zeminden beslenir evrilir ve bir olgu olarak topluma yerleşir.

Bu kapsamda Türkçe Fermanına sadece olaylar üzerinden bakmak basitliktir, kolaycılıktır. Türkçe Fermanı; bir olay olmanın çok çok ötesinde süreçsel analiz ve değerlendirme boyutundadır.

Sonuç görmek isteyenlere; Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçe Fermanı yanında  hemen hemen aynı yıllarda doğan ve istese hakim olduğu Arapça ve Farsçayla şiir yazabilecek Yunus Emre’nin özgün Türkçe divanı yeterli cevaptır.

Türkçe Fermanı kazanılmış bir değer!..

Hiç unutmam.

Bir görüşmemizde İhsan Duru Beyefendi çok güzel bir tespitte bulunmuştu. Dil ve Yunus Emre konusunda uzun ve eleştirel bir konuşma içinde o sözü patlatıverdi.

“Türkçe, Türkçe Fermanı Karaman için kazanılmış bir değerdir.  Kamuoyunda Türkçe ve Karaman özdeşleştirilmiştir. Asıl sorun başka…”

Şimdi Türkçe Fermanı’nı bir olgu olarak göremeyenlerin her dil bayramında temcit pilavı gibi aynı sözleri tekrarlarında bir sakınca görmemek gerek.

Çünkü ellerinden gelenin en iyisi bu.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder