Tam vakti geldi… Şimdi vaktidir!
“Bu yıl hiçbir etkinlik yapılmasa ya da her şey yapılsa da geleceğe bırakılacak en isabetli eserlerden biri bu!” demişti… 22 Şubat 2021 günü, “Yunus Emre Hatıra Parası Da Nedir?” başlığıyla ele aldığım yazıda son derece gizli tutulması gereken bu projeyi, amaçları ve ayrıntıları ile rahatça açık etmiştim. Nasıl olsa kötü emellerin ellerinin değeceği bir çalışma değildi. O yazının girişine bakın ne yazmışım:
Çıkarılması
mümkün olmayan bir gol, algıları darmadağan edecek ve Karaman’ı rahatlatacak
bir proje niteliğinde! Kuşkusuz, son yıllardaki en büyük kültürel başarılardan
biri olacaktır, Karaman adına, böyle bir çalışmayı başarmak.
İşte böyle başladı “Yunus Emre
Hatıra Parası”nın hikayesi...
Buradaki en önemli amaç; Karaman’la
ilintili biçimde Yunus Emre’yi ulusal ve uluslararası düzeyde prestijle temsil
ederek kalıcı eser bırakabilmekti.
Projenin üstünlükleri ve
ayrıcalıkları var!
Bir kere 2021 Yunus Emre Hatıra
Parası’nı devletin en özel kurumlarından Darphane basacaktı.
İkincisi Yunus Emre ve Karaman
ilişkisi devlet eliyle de onaylanmış olacaktı.
Çok daha önemlisi, Yunus Emre
elindeki değnekten ve omuzundaki heybeden kurtarılacak, ölümsüz eseri “Divan”ı
ile buluşturulacaktı.
Üçüncüsü, devlet, 1991’de olduğu
gibi bu yıla, 2021’e, Yunus Emre Hatıra Parası düşünmemişti.
Dördüncüsü de Yunus Emre şehirlerin
hiçbirisinde böyle bir proje akla gelmemişti. Dolayısıyla proje sakin ve
sessizce yürütülmeliydi.
Bir de tamamen insan odaklı olan bu
projenin sonunda kimsenin cebine bir şey girmeyeceği için menfaat niyetlerince
kirletilmeyecekti.
“Haydi!” deyince oluvermiyor!
Bu prestij projeyi
gerçekleştirmenin ne kadar zor olduğunu, geçmiş dokuz ay içinde defalarca
yaşadık. KAREV Başkanı Sayın Veli Bozkır, projeyi başlatabilmek için en az üç
kez Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Lütfi Elvan ile görüşme gerçekleştirdi. Tabi
ki, çok yoğun bir görevi temsil eden Lütfi Elvan’ın bu projeyi birebir takip
etmesi mümkün değildi. Ancak ilgili bürokratların da projeyi, belirteceğimiz
nedenlere dayalı yavaştan aldığı, uzattığı kaçınılmaz bir gerçekti. Ne yazık
ki, “Yunus Emre Hatıra Parası” Darphane’nin 2021 çalışma programının içine
sonradan dahil edilmiş bir proje durumunda idi. 2019’dan çalışılıp 2020’de
Darphaneye sunulmalıydı. Ve darphane, önceki yıldan planlanmış çalışma
takviminin içine “2021 Yunus Emre Hatıra Parası”nı da dahil etmek durumunda
kaldı.
Bu ilk zorluğu aşmak Sayın Veli
Bozkır’ın tam üç ayını aldı. Hazine ve Maliye Bakanlığının bürokratları ve
Darphanenin görevlileri evet deseler de tamam deseler de iş bir türlü başlamak,
bir türlü yürümek bilmiyordu. Belki de projenin en yorucu aşaması burası oldu. Hem
Lütfi Elvan ile hem de Darphanenin görevlileriyle sık ve birebir görüşmelerden
nihayet mayıs ayı ortaları gibi bir sonuç alınabildi, somut adımlar atılabildi
ve hatıra parada ilk taslak ortaya çıktı.
Ne mutlu ki, taslak neredeyse bizim
düşündüğümüz ve tasarladığımız gibi oldu. Paranın bir yüzünde Karaman Yunus
Emre Camii ve Türbesi, diğer yüzünde ise Yunus Emre’nin en büyük mirası Yunus
Emre Divanı olacaktı. Üstelik o divanın da Karaman Nüshası bizzat para üstünde
yazılarak belirtilecekti. Zaten de hatıra paranın üstündeki divan da özgün
Karaman Nüshası idi.
Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı ile
Darphanenin rutinleri, “2021 Yunus Emre Hatıra Parası”nı zora sokmaya devam
etti. Paranın basımı haziran derken temmuza, temmuz derken ağustosa sarktı. Ağustos
ise halen işin başında gibiydik.
Bu yolda inananlarla devam
edilecektir. İnananlara yel değirmenleri engel değildir.
Veli Bozkır, bu işe tam inanmıştı
ve her ne bahasına olursa olsun bu para zamanında, 2021’de çıkacaktı. Her
zorluk için, her yokuş için ayrı ayrı kilitleri açan görüşmeler yaptı. Deyim
yerinde ise yumruğu masadan hiç kalkmadı.
Nihayet ağustosun sonu gibi hatıra
paranın basım aşamasına geçilebildi. Bu noktada bir çalışma daha gerekli idi.
2021 Yunus Emre Hatıra Parası sertifikasının hazırlanması!.. Hazine ve Maliye
Bakanlığında nasıl bir lobi varsa onlar Karaman’ın gönderdiği sertifika metnini
bir türlü kabul etmek istemiyor, internetteki Yunus Emre bilgilerine benzer bir
metin için diretiyordu. Veli Bozkır, sertifika metni için de yoğun bir mücadele
verdi. En sonunda şimdiki metin için uzlaşıldı.
Öne çıkan cümleleriyle o metni bir
kez de burada paylaşalım:
Yunus Emre
1240-1320 yılları arasında yaşamış bir Türk İslam mutasavvıfı ve şairidir.
(…)
Yunus Emre
kendisinden sonraya ölümsüz eseri divanını bırakmıştır. Yunus Divanı’nın
Karaman Nüshası, fiziken en sağlam en temiz nüshalardandır. Divan deri
ciltlidir, cildin son kapağı mikleblidir ve kapak üstüne bir tane şemse
işlenmiştir. 13. ve 14. yy Selçuklu eserleriyle yapılan karşılaşmalarla Karaman
Nüshası’nın 14. yy’ın başında yazıldığı görülmüştür.
(…)
Yunus Emre
divanlarının birçoğu bir şahıs ya da kütüphane koleksiyonu içinde iken Karaman
Nüshası, Karaman’daki Yunus Emre Tekkesine aittir.
Bu metni yazdırmanın olağanüstü bir
çaba, üstün bir beceri ve yetenek ötesinde çok ileri görüşlülük olduğunu
söylemeye gerek yok.
Tabi ki basit çıkarların ve ucuz
hırsların uzağında vizyoner bir emek oldu, “Yunus Emre Hatıra Parası!”
Böylece Karaman, üst düzey bir
projeyi profesyonelce gerçekleştirerek hem kalıcı eser bıraktı hem de geleceğe
bir imza attı.
Burada unutulmamalı ve gözlerden
kaçıyor olabilir. Kamuoyu “2021 Yunus Emre Hatıra Parası”nın arkasındaki
kahramanları tam olarak bilmiyor. Hatıra para sürecinde öyle isimler var ki,
onları aradan çıkarırsanız hatıra para da kalmaz. Kendisi duyunca belki
rahatsız olacak ama açıklamadan da duramam; Sayın İhsan Duru, ta başından beri
“2021 Yunus Emre Hatıra Parası”nın içinde. İhsan Duru Bey’in hatıra paraya onaylaması,
desteklemesi bile paranın çıkmasına eşdeğerdir.
Projenin fikir babası Ali Yağcı’dan 22 Şubat’ta “Yunus Emre Hatıra Parası da nedir?” adlı yazımda zaten söz etmiştik. (https://yazaryusufyildirim.blogspot.com/2021/02/yunus-emre-hatra-paras-da-nedir.html)
Şimdi, nokta virgüllere basaraktan
satırlar arasında sinsi sinsi gezinip sözlere pornografi mi yapıştıralım;
doğrunun gerçeğin yanında yer alıp doğru, güzel ve ince işlere omuz mu verelim!
Çok teşekkürler, Sayın Lütfi Elvan,
Sayın İhsan Duru, Sayın Veli Bozkır, Sayın Ali Yağcı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder