“Bu arada kim yazdı bilmiyorum, Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrasına da davetiye gönderilmiş. Gelmezler, duyuru olsun diye işin önünü arkasını hesap etmeden o kadar çok davetiye yazmışız ki katılma istekleri belirten yazılar geldikçe bizleri telaş aldı. Otel, lokanta kısıtlı. Ne yapsak boş. Ok yaydan çıkmıştı.“
Ali Ünlüer hoca ilk dil bayramı
hazırlık sancılarını böyle anlatıyor. Tabi ilk dil bayramının akıllarda kalan
en önemli hatırası Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın 4 Haziran 1961 Pazar
günü akşam 20.30’da verdiği Karaman Dil Bayramı Konseri’dir.
Hemen hemen o günü yaşayan
herkesin dilinde olan o konsere ait şimdiye kadar hiçbir fotoğraf ya da belge yoktu.
Hatta konsere dair haber bile tespit edilememişti. 50 doğumluların bile rahat
hatırlayacağı o dil bayramı konseri, Ali Ünlüer’in birkaç yazısı dışında
hatıralarda kaybolup gitmiş bir etkinlik idi. Şimdi ise fotoğraflar yanında Hikmet
Şimşek’in nişan ve nikah töreni ortaya çıktı.
Mustafa
Koçak Bey anlatıyor; davetiyeleri vermek için bir heyet Ankara’da.
Dil Bayramında görevli beş kişi Ankara’ya gittik. Baha Kayserilioğlu, Doktor Mehmet Armutlu, Ömer Kayserilioğlu, Abdurrahman Erdal ve ben. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını Karaman’a davet edeceğiz.
Sordular, “Konser salonunuz var mı?” diye. Biz de “Evet var.” dedik.
O yıl Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının “Ordu ve Bölge Konserleri” adı altında yaptığı bir aylık turnesi vardır. Kayseri, Sivas, Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, Edirne, Gölcük ve İzmit’te büyük ilgi gören konserler verilir. Turnenin son ayağı Karaman’dır. Süheyl Ünver, iyi ki notları arasına bu bilgileri almış. Ya değilse ayrıntılardan haberimiz olmayacaktı.
Hikmet
Şimşek ve Senfoni Orkestrası Karaman’da!
Sonrasını Ali Ünlüer
ayrıntılarıyla anlatıyor:
Bayramdan bir gün önce bir kamyon, bir otobüs Cumhuriyet meydanına geldi, Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası ekibi imiş. Onları Tekstil Fabrikası Konuk Evine yerleştirdik.
Daha sonra Şef Hikmet Şimşek bana sordu:
-Konser salonunu gösterin de aletleri yerleştirelim.
Sinema sahnesinden büyük salon ne gezer. Orayı gösterdik. Bize çok kızdı.
-Sahne salon yok ta bizi niye çağırdınız!..
Yanımda Elektrik Teknikeri Ahmet Hilmi Emre vardı. Sordu!
-Beyefendi sahne açık havada olsa olur mu?
-Olur, niye olmasın.
Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nun bahçesi genişti. Bir bölümünde kavak ağaçları vardı. Şimdi oraya bina yapıldı. Ahmet Usta belediyede, petrollerde 150’ye yakın büyük varil topladı. Yan yana dizip üzerine kalaslar monte etti. Halılar serdi. İki yanına aydınlatma direği dikti. Şef (Hikmet Şimşek) sahneyi görünce şaşırdı.
-Şahane olmuş!..
Müzik aletleri yerleştirildi. Okullardan sıra arkalıkları bahçeye taşındı.
Mustafa Koçak’ın o konuda
duyduğu ve bildikleri şöyle idi:
Evet böyle bir olay duyuldu. Yeni Sinema da yeni yapılmıştı. Biz orada konser olur diye düşünüyorduk. Ben orada değildim ama Hikmet Şimşek’in çok kızdığı şehirde duyuldu. Belediye personeli hemen görevlendirildi. Sağda solda, petrol istasyonlarında ne kadar boş varil varsa getirildi. Sahne yapıldı.
Gazi Okulundaki konseri ve olaylarını
Rahmetli Talat Duru amca gülerek anlatmıştı.
İlk dil bayramı günleri!.. Duyuldu ki, saraydan kız kaçıracaklarmış. Şehir bununla yatıyor bununla kalkıyor. Anlatma gitsin, millette bir heyecan bir heyecan! Herkes saraydan nasıl kız kaçırılacağını görmek için can atıyor; dört gözle konserin başlaması bekleniyordu. Gazi Okulunun sol tarafına, bahçeye sahne kurulmuştu. Halk hınca hınç ortalığı doldurmuştu. Sahneyi ve konseri görebilmek için millet birbirini ezecek kadar sıkışıktı. Halk olacakları görebilmek için varillerin kalasların üzerine, ağaç dallarına çıkıyordu.
Konser bitti, ama saraydan kız kaçırılmamıştı. Milletin hevesi de kursağında kalmıştı. Herkes sessiz homurtularla meydandan ayrıldı.
Aynı olayı Ali Ünlüer, 2016’da
kendi gördüğü gibi anlatır:
“Saraydan Kız Kaçırma Uvertürü” seslendirilecek diye duyuldu. Akşam Karamanlı, “Saraydan kız kaçırılacakmış.” diye Gazi Okuluna akın etti. Görülmemiş bir kalabalıktı. Konser bitiminde Şef Hikmet Şimşek çok anlamlı bir konuşma yaptı.
-Çok yerde konser verdim. Karaman halkı kadar duyarlı dinleyici görmedim.
Ertesi gün Askeri Gazinonun 100 kişilik kerpiç salonunda ünlü solist Suna Kan’la nişan törenleri yapıldı. Ordu bandosu ve tören kıtası ile Silifke ekibi gösterileri bayrama katılanlara dil bayramını azda olsa tanıtımı yapılmış oldu. (Ali Ünlüer, TÜRK DİL BAYRAMI VE YUNUS EMRE'Yİ ANMA TÖRENLERİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ 1, KGRT, 2016)
“Uvertur”, operada perde açılmadan önce orkestranın
çaldığı parçaya verilen admış.
Ali Ünlüer hoca, bir yıl sonra
1961 dil bayramına ve Hikmet Şimşek konserine yine değindi.
Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası 60 kişilik ekibi Tekstil Fabrikası konuk etti. Gazi Mustafa Kemal İlkokulu bahçesinde 150 benzin varili üzerine kurduğumuz sahnede konser verdi. Ertesi gün Şef Hikmet Şimşek’le ünlü sanatçı Suna Kan'ın nişan törenini Askerlik Şubesi salonunda yaptık.
İlk bayramı zor koşullarda da olsa atlatmış olduk. Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre'yi Anma Törenleri sayesinde tarih ve kültür şehri Karaman bilim adamlarının odak noktası oldu. Konu uluslararası düzeye ulaştı. Anıtlar Yüksek Kurulu tarihi yapıtlarımızın onarımlarını sıraya koydu, çoğunu tamamladı. (Ali Ünlüer, TÜRK DİL BAYRAMI VE YUNUS EMRE'Yİ ANMA TÖRENLERİ YASAK SAVAR GİBİ KUTLANDI, KGRT, 2017)
Hikmet Şimşek’le nişanlanan Suna Kan değildi!
Rahmetli Ali Ünlüer hocamın
aklında öyle kalmış olmalı ama Hikmet Şimşek ile nişanı yapılan Suna Kan
değildi. O konserde birçok önemli isim de dinleyici olarak yerini almıştı.
Onlardan biri de Süheyl Ünver idi. Tıpta ve gelenekli el sanatlarında
Türkiye’nin en önemli isimlerinden Süheyl Ünver, konseri sonuna kadar izlediği
gibi 1961 Dil Bayramının üç gününde de bulunmuştu. Onun notlarına göre konser
çok iyi geçmişti ve “Çok parlak idi!” diye özellikle not edecekti.
Programda olmalarına rağmen
Türkiye’nin ve dünyanın sayılı keman virtüözlerinden Suna Kan ile Ayla Erduran’ın
niçin konser için Karaman’a gelmediği ya da gelemediği bilinmemekte. Suna Ak
ile Ayla Erduran halen sağdırlar. Sorulsa kendileri bile hatırlamayabilir. Ya
da özel bir sebebi vardır. Ama konser solistsiz değildi Konserin solisti yine
çok önemli bir isimdi. Karaman, o isim ile Hikmet Şimşek için başka bir anlam
taşıyordu.
Bayındırlık
Bakanı Prof. Dr. Mukbil Gökdoğan nişan yüzüğünü takıyor!
Ali Ünlüer Hoca’nın bahsettiği
Hikmet Şimşek ile nişanlanan kişi Suna Ak değildi. O bayan, Bayındırlık Bakanı Prof.
Dr. Mukbil Gökdoğan’ın kızı Gönül Gökdoğan idi. Gönül Gökdoğan konserin de
solisti idi. Konser ertesi günün akşamında, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası
Şefi Hikmet Şimşek ile Cumhuriyet tarihinin ilk kadın keman virtüözü ve
orkestranın da solisti Gönül Gökdoğan, Karaman Askerli Şubesi Gazinosunda
nişanlandılar. Sade bir tören ile gerçekleşen nişanda yüzükleri de bizzat Gönül
Gökdoğan’ın babası Bakan Mukbil Gökdoğan takıyor.
Mustafa Koçak, nişan olayını çok
iyi hatırlamaktadır.
Konserden sonraki günün akşamı idi. Askeri Gazinoya gittik. Hikmet Şimşek’in nişanı oldu. Ben kimle nişanlandığını hatırlamıyorum. Ama nişan olayını çok iyi hatırlıyorum. Askeri salonda 10 kadar kişi vardık. Hatırladığım sâde bir nişan idi. Pasta kesildi. Benden başka, Baha Kayserilioğlu, Abdurrahman Erdal, Ali Ünlüer de vardı. Bir de Askerlik Şubesi komutanı. Sivil giyinmişti.
Bir ay sonra 7 Temmuz 1961 saat
17.00’de İstanbul Belediye Sarayında (Saraçhane’deki İBB Binası) nikah töreni,
seçkin bir topluluk önünde yapılır. Davetiye sahibi kişilerden biri de Süheyl
Ünver’di. Kendisi bu davetiyeyi de sakladığı için bu olaydan haberdarız.
Bayındırlık Bakanı Mukbil
Gökdoğan da, kızının nikahından dolayı bakanlar kuruluna resmi bir ziyaret
verdi (Cumhuriyet, 11 Temmuz 1961). Ancak!..
Ancak sonra ne oldu bilinmez.
Hikmet Şimşek ile Gönül Akdoğan ayrılmışlar. Daha da ilginci, halen sağ olan
Gönül Gökdoğan da Hikmet Şimşek de bu durumdan hiç bahsetmediler.
Özgeçmişlerinde bu evlilik olayına hiç yer vermediler. Deyim yerinde ise tüm
kanıtlar, tüm hatıralar yaşanmamışçasına yok edildi. Ağız birliği etmişçesine
bu evlilikten söz eden olmadı.
Çok çok ilginçtir. Olayın
tarafları bu konuda konuşmaz tamam da hiç mi basına yansımaz bu düğün, nikah.
Yansıdı ise de tespit etme imkânı olmadı.
Ancak Süheyl Ünver gibi bir
arşivci vardı ki, notları arasına hem nikah davetiyesini hem de nişan haberini
sakladı.
Ve Rahmetli Süheyl Ünver
sayesinde Hikmet Şimşek ile Gönül Gökdoğan’ın nişanlılık ve nikah haberleri ilk
kez ile ortaya çıkıyor. Tabi yaşanmışlığının dışında.
O
fotoğraflar!
Süheyl Ünver, bu gazete kupürünü
saklarken bir tarihe de imza atacağını biliyor muydu? Tabi biliyordu. O aynı
zamanda gezgin bir kayıtçı idi. Tek derdi tarihe kendi zamanında tanıklık etmek
ve kültürel mirası geleceğe taşımak. Evliya Çelebi gibi. Rahmetli Hoca gazete
kupürüne dair bir kaynak göstermemiş. Haberden ve fotoğraflardan anlaşıldığına
göre kupür, ulusal gazeteye ya da Konya merkezli bir bölge gazetesine ait
olabilir. Kupürde bir haber metni ve üç fotoğraf var.
Üstteki fotoğrafta, Gazi
İlkokulu önünde senfoni orkestrası konser durumunda görülüyor.
İkinci fotoğrafta varil üzerine
çıkmış iki erkek, iki kadın ve bir kız çocuğu görülmekte. Ellerine taze nohut
almışlar, bir yandan da ellerine aldıkları taze nohutu yemekteler.
Üçüncü fotoğraf ise Hikmet
Şimşek ile Gönül Gökdoğan’ın nişan fotoğrafı. Ortada oturan Bayındırlık Bakanı
Prof. Dr. Mükbil Gökdoğan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder